Türk toplumunun hayat tarzına bir müdahale aracı olarak tasarlanan konut tipleri geleneksel bağı, biçimsel olarak koparmakla kalmıyor farklı inanç sistemine uygun bir hayatı pratikleştirmeye çalışıyordu.
Kültürel değerler turizm sektörünün beğenisine yani Avrupa ve Amerikalının hayat tarzına göre dizayn edilerek yerli ve otantik olan her şey dejenere ediliyor.
Tarih, Batı'yla başlamıyor, uygarlık tarihi Batı uygarlığından ibaret değil. Batı merkezli bir uygarlık tarihi kadim dünyanın birikimini dışlayan, çatışmacı bir dünya görüşünün eseridir.
"Her medeniyet kendi değer sistemine, insan, evren, yaratılışa yükledigi anlamlar çerçevesinde şehirler kurar, binalar inşa eder. Bu mimari eserler doğal olarak insan hayatına müdahale eder, davranışlarını şekilendirir ve nihayet insanın çevre tekakkisini yansıtır, bir bakım da biçimlendirir...
Modern mimari aklı, teknolojiyi ve gücù mutlaklaştıran ve ayni zamanda doğaya karşı üstünlük iddiasını yansıtan bir anlayışı yansıtır. Aklın ve teknolojik üstünlügün evrensel ilkeleri adına güç gösterisine dönüsen modern mimari asında transandantal varlık düşüncesinden de bir kopuşu ima etmektedir..."