Mektubat Quotes

You can find Mektubat quotes, Mektubat book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Rızık olan nimetlerde gayet güzel süslü sûretler, gayet güzel kokular, gayet güzel tatmaklar, şükrün davetçileridir.
Birbirinize karşı rekabet değil, bilakis birbirinizin meziyetiyle iftihar etmek, mütelezziz olmak bir vazife-i vicdaniyenizdir.
Reklam
İnsana en mühim bir ilâç nev'inden maddî ve manevî bir perhizdir ve tıbben bir hımyedir ki : İnsanın nefsi, yemek içmek hususunda keyfemayeşa hareket ettikçe, Hem şahsın maddî hayatına tıbben zarar verdiği gibi ; Hem helâl-haram demeyip rast gelen şeye saldırmak, âdeta manevî hayatını da zehirler. Daha kalbe ve ruha itaat etmek, o nefse güç gelir. Serkeşane dizginini eline alır. Daha insan ona binemez, o insana biner. Ramazan-ı Şerifte oruç vasıtasıyla bir nevi perhize alışır ; Riyazete çalışır ve emir dinlemeyi öğrenir.
"Cenab-ı Hakk'ı bulan, neyi kaybeder? Ve Onu kaybeden, neyi kazanır?"
وَحْدَهُ manen der: "ALLAH birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma, onlara tezellül edip minnet çekme, onlara temelluk edip boyun eğme, onların arkasına düşüp zahmet çekme, onlardan korkup titreme. Çünki Sultan-ı Kâinat birdir, herşey'in anahtarı onun yanında, her şey'in dizgini onun elindedir; herşey onun emriyle halledilir. Onu bulsan, her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun."
Reklam
Bahsi geçen Habeş padişahı Necaşî demiş: ﻟَﻴْﺖَ ﻟِﻰ ﺧِﺪْﻣَﺘَﻪُ ﺑَﺪَﻟﺎً ﻋَﻦْ ﻫٰﺬِﻩِ ﺍﻟﺴَّﻠْﻄَﻨَﺔِ Yani: "Keşke şu saltanata bedel Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm'ın hizmetkârı olsaydım. O hizmetkârlık, saltanatın pek fevkindedir."
Sayfa 174Kitabı okudu
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın mu'cizatı çok mütenevvidir. Risaleti umumî olduğu için, hemen ekser enva'-ı kâinattan birer mu'cizeye mazhardır. Güya, nasılki bir padişah-ı zîşanın bir yaver-i ekremi mütenevvi hediyelerle muhtelif akvamın mecmaı olan bir şehre geldiği vakit, her taife onun istikbaline bir mümessil gönderir; kendi taifesi lisanıyla ona "hoş-âmedî" eder, onu alkışlar. Öyle de: Sultan-ı Ezel ve Ebed'in en büyük yaveri olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, âleme teşrif edip ve küre-i arzın ahalisi olan nev'-i beşere meb'us olarak geldiği ve umum kâinatın Hâlıkı tarafından umum kâinatın hakaikına karşı alâkadar olan envâr-ı hakikat ve hedaya-yı maneviyeyi getirdiği zaman; taştan, sudan, ağaçtan, hayvandan, insandan tut tâ Ay'dan, Güneş'ten, yıldızlara kadar her taife, kendi lisan-ı mahsusuyla ve ellerinde birer mu'cizesini taşımasıyla, onun nübüvvetini alkışlamış ve hoş-âmedî demiş.
Şimdilik İstanbul siyaseti, İspanyol hastalığı gibi bir hastalıktır. 68- Deli adama "iyisin, iyisin" denilse iyileşmesi, iyi adama "fenasın, fenasın" denilse fenalaşması nâdir değildir. 69- Düşmanın düşmanı, düşman kaldıkça dosttur; düşmanın dostu, dost kaldıkça düşmandır. (Mektubat 474.sh - Risale-i Nur)
Sayfa 474 - Envar
يُحْيِى Mektubat
Yani: Hayat veren yalnız Odur. Öyle ise, herşeyin Hàlık'ı dahi yalnız Odur. Çünkü; Kâinâtın rûhu, nuru, mâyesi, esâsı, neticesi, hülâsası hayattır. Hayatı veren kim ise, bütün kâinâtın Hàlık'ı da Odur. Hayatı veren elbette Odur, Hayy u Kayyûmdur. Mektubat
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.