"İşte böyle Cemileciğim..."
Bu cümle iki güzel insanın, iki ilim insanın aralarındaki muhabbeti görmek için merak uyandırmaya yetiyor..
Annemarie Schimmel, Almanya'da doğu ve İslami ilimleri araştıran bilim kadını. Anadolu nun manevi havasını almış, Türkiye'yi seven, İslam sanatlarını ileri düzeyde çalışan (Talik hat yazısını ve sayfa süslemeleri i görünce şaşırmıştım) mektuplarını Osmanlıca yazan, bugün bizim biz'i tanıyamadığımızdan fazla bizi tanıyan, bizden olan bir araştırmacı öyle ki ona Cemile ismini veriyorlar.. ve Mevlana hazretleri aşığı...
Birbirlerini ömürlerinde bir kaç kez görmelerine rağmen mektuplarının ömürlerince devam ettiği görülüyor.. Böylece dostluğun muhabbetin gönülden olduğu hakiki olarak görülüyor.. Aynı arkadaş çevresi içerisinde Safiye Erol gibi önemli isimleri de görüyoruz..
Cemile Kıratlı'nın bahsettiği isimleri görünce, bizim kolayca bulamadığımızı çok uzaklardan gelen biri nasıl buluyor dedirdiyor.. Bilim insanı olmanın da ötesinde aramak bulmak meselesi gibi.. O dönemde yaşamış olan önemli isimler, daha küçük olan Kani Karaca ile görüşmesi, kudüm öğrenmesi mesela..
İnsanlık için, belli bir gaye içinde çalışan bu iki ismi görmek, kitaba başlamadan da bittikten sonra da insanı heyecanlandırmaya yetiyor..