Melayê Cizîrî dünya ve dünyadaki insanların durumuna bir örnek veriyor ve şöyle diyor; “Gül satanların bahçesinde enteresan bir manzara gördüm,
Diken karekterlilerin elinde gül;gül sevenlerin elinde diken.”
İmamı Şafii'de bir beyitinde böyle der; Köpekler koyun etini yerken
Arslanlar ormanlarda açlıktan ölüyor.”
Yani iki büyük alimde bunu demek istiyor; kötü huylu, kötü ahlaklı insanlar refah içerisinde mutlu yaşarken, iyi huylu ve güzel ahlaklı insanların birçoğu sıkıntı ve yoksulluk içerisinde yaşamaktadır.
Mûsikîde esas olan dört şube, anasır-ı erbaa'ya; on iki makam, on iki burca; yedi ses, yedi yıldıza; yirmi dört şube, yirmi dört saate; kırk sekiz terkip, hicri yıldaki kırk sekiz haftaya karşılık gösterilir. Buna göre günün belli saatlerinde belli makamların dinlenmesi gerekir. Tıp ilminde mûsikî ile tedavi meşhurdur. İnsanın na- bız atışları belli makamlara göre değişik düzenler olabilirmiş. Farabî, Nâsır-ı Tûsî, Hâce Safiyüddin gibi alimler bu yolu çok denemişlerdir.
Durrê nasufte dibijim ji lebi le'li Mela Ger rewanbexşi nebit nezmi kerr û lali çi hez (Dîwan, s.74)
Tercüme: Ey Mela! Henüz delinmemiş inciler söylerim kırmızı dudaklardan.
Ancak ruh aşılayan (Cibril) olmazsa dilsiz ve sağır nazmın ne etkisi olur!
Leyletu’l-qedr û berat in zulf û cebhet subhê ‘îd
Dêm wekû fesla buharê lê qîyamet qedd û qam
*Kadir ve berat geceleridir zülüfleri, alnı bayram sabahı
Yüzü bahar mevsimidir, kıyametler koparmada endamı..