Selamlaaarrr, size çok müthişli bir kitabın incelemesiyle geldim.
Kitabı nasıl spoilersız yorumlayacağımı bilmiyorum...
Kısaca konusunu takdim etmek isterim; 17 yaşındaki Penryn babası onları terk edip gittiğinden beri ailesine bakma görevini üstlenmiştir. 7 yaşındaki kız kardeşi tekerlekli sandalyeye mahkumdur, annesi ise kafadan çatlaktır.
Dünyada kıyamet kopmuş, melekler dünyaya inmiş ve insanlar saklanıyor. Müthiş güzellikte ve asillikteki meleklerin dünyayı yakıp yıkması üzerinden ise sadece 6 hafta geçti. Tüm bu kıyametin ortasındaki ana karakterimiz Penryn’in annesi ve tekerlikli sandalyedeki kardeşiyle olan hayat mücadelesi ile başlıyor kitap. Ancak her şey melekler arası bir
Kitap Yorumu // Meleğin Düşüşü - Susan Ee
•
•
•
Dünya'yı melekler işgal etmiş ve bir nevi kıyamet gerçekleşmiştir fakat bazı insanlar hayatta kalmayı başarabilmiştir. Kahramanınımız Penryn ise bu kesimdendir. Annesi ve engelli kız kardeşi ile tepelere giderek daha iyi bir yaşam sürmeyi istemektedir. Bir gün tepelere gitmek üzere evlerinden çıkarlar ve akıllarının ucundan dahi geçmeyecek bir şey ile karşılaşırlar. Önlerindeki arabanın üzerine bir melek düşer ve ardından yere birkaç tane daha melek iner ve düşen meleğin kanatlarını koparırlar. Kitap kabaca bu şekilde başlıyor ve devamında gelişen olaylar ile devam ediyor. Dahasını anlatamayacağım merak etmeyin..
•
•
Kitap akıcı gerçekten çok akıcı. Hele ki bu melekler, kıyamet gibi konuları seviyorsanız sizin için harika bir kitap. Okurken kitabı elimden bırakmadan 1 gecede hemencecik bitiriverdim ben... Yazarın olayları anlatım şekli gerçekten insanı içine çekiyor ve bir sayfa daha okumanız için sizi heyecanlandırıyor.
•
•
Uzun lafın kısası bu tip konuları seviyorsanız zevk alacağınız bir kitap alıp okuyun derim. Hemde ktşabın seri olması sizin okuma merakınızı daha da artıracaktır. Bir sonraki yorumda görüşmek üzere sevgili okurlar kendinize iyi bakın... ️
Sürekli elimin gittiği ama bir türlü başlayamadığım bir kitaptı. Neden bir önyargım oldu bilmiyorum ama keşke kendimi zorlayıp daha önce okusaymışım. Çünkü baştan sonra nefessiz bir şekilde okuttu kendini. Dili basit ve akıcıydı. Ha bir de Düşmüş Melek Rapheal ve Penryn'in birlikte olmasını deliler gibi istiyorum... İnşallah olur..
Sırf hayatta kalmanın bile ne kadar büyük bir zafer olduğunu daha önce hiç kavrayamamıştım. Kız kardeşim bizimleydi. Raffe tekrar uçuyordu. Bunun dışında her şey ikinci plandaydı.
Ve şimdilik, bu kadarı yeterliydi.
Reading slump'a girmiştim, okuduklarımı çok yavaş okuyordum veya hemen sıkılıyordum. Ben de en sevdiğim türden bir kitap alıp okuyayım bir işe yarar dedim ve bu kitabı alıp başladım okumaya.
Kitabın konusu Penryn adında genç bir kızımız çatlak annesi ve sakat kardeşi ile birlikte dünyalarını alt üst eden meleklerden ve yiyecek için birbirlerini öldüren insanlardan saklanıyor. Sürekli yer değişirken bir grup meleğin kavgasına şahit oluyorlar. Meleklerden birinin kanatlarını kesen diğer melekler Penryn'in kardeşini kaçırıyorlar. Ve olaylar burada başlıyor.
Ben kitabın genel konusunu ve yazarın yarattığı evreni çok sevdim. Betimlemeleri çok güzeldi ve tüm olaylar film izlermiş gibi gözümün önünde canlandı. Ana karakterimizin sürekli ağlayan şımarık bir kız değil de güçlü bir kız olmasını çok sevdim. (Bazı yaptığı şeyler beni sinir etse de)
Kitapta yapış yapış bir aşk yok. Size bunu yavaş yavaş hissettiriyor ki bence bu da fantastikliğin önüne geçip aşk hikayesi haline gelen bir çok kitaptan ayırıyor onu.
Kitabı bir günde hemencecik bitirdim. İyi ki set halinde almışım. Hemen ikinci kitaba başlayacağım.
