Haziran içinde mehtaplı gibi parlak bir geceydi. Gökte aydan veya güneşten değil, kendi içinden, bir kaynak gibi aheste aheste taşan, süzülmüş, tatlanmış bir aydınlık vardı; yıldızlar bunun içinde sönük, şefsiz kalıyordu. Sanki sabah oluyordu; uykulu bir alacakaranlık içinde göz ötelere uzanıyor...