Refik Halit kitabın muhtevası ile beni bir hayal kırıklığına uğratmayı başardı. Adı "Memleket Hikayeleri" ama insanın aklına şu soru geliyor Hangi memleket, kimin memleketi..? Anlattığı hiyalerde ben kendi memleketimi bulamadım, güzel yurdum Anadolu'yu bulamadım. Hep içki âlemlerinde, kadın düşkünü, birbirini soyan, satan insan profili çizilen hikayelerin yazıldığı tarihler de 1915 gibi 1919 gibi, Çanakkake, İstiklâl Harbi'nin vúkû bulduğu dönemler.. Yani insanın aklına Anadolumuzdaki insanlar bu ruhla mı bu savaşları kazanmış demek geliyor.. Paydos vatinden gece yarılarına kadar şeftali bahçelerinde çengi oynatıp, içki tüketen devlet memurlarından bahsediliyor.. Sırf düşkün bir kadının açlıktan ölmeye terkedildiğini bir Anadolu insanının dahi bir lokma vermediği anlatılıyor.. Camii imamının dahi içki içip umumî eve gittiği belirtilen bu hikayeleri ben muhteva olarak kendi değer ve kültürüme aykırı bulduğumu ifade etmek isterim.