Platon’un Sokrates etkisinde kaldığı dönemleri takip eden, olgunluk dönemine geçişe denk gelen ve görece okuması kolay eserlerinden.
Platon burada Parmenides’ten esinlenerek kurduğu idealar teorisinden erdemler bağlamında bahsederken, Pitagorastan aldığı ruh ölümsüzlüğü fikrini ise iyice benimsemiş durumda. Tüm bunlara ilaveten Platon, insandaki tüm bilginin ruhun sürekli devinimi sayesinde zamanla edinildiği ve kişiye önceki yaşamlarından miras kaldığı ancak, bunların doğru araştırma ile anımsanabildiği iddiasını eserin merkezine koymuş. Bu iddiasını da köle bir çocuğa sadece sorular sorarak onda zaten varolduğunu düşündüğü geometrik bilgiyi çocuğa sadece hatırlattığı ama öğretmediği bir örnek ile destekliyor. Bu dialogların çocuğa bir şeyleri anımsatma amacından ziyade argümanını destekleyecek ve cevabı içinde gizli sorular silsilesi şeklinde ilerlediği şüphesiz okurların dikkatinden kaçmayacaktır.
Platon’un ideal Devlet’i ve kozmogonisi hariç kurmaya çalıştığı epistemolojisinde temellerin atıldığı, Sokrates’ten uzaklaşırken “bağnazlığa” doğru koşar adım ilerlediği yolun çok da keskin olmayan virajlarından biri, Menon.