Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mesire Yerleri

Oz Shelach

Mesire Yerleri Sözleri ve Alıntıları

Mesire Yerleri sözleri ve alıntılarını, Mesire Yerleri kitap alıntılarını, Mesire Yerleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir Orijinal
“Bir felsefe profesörüne Bekaa'da büyük, eski bir ev miras kalmıştı; ev Kudüs'teki eski büyük evlerde genellikle bulunan özelliklerin hepsine sahipti: taş duvarlar, kemerli tavanlar, hâlâ meyve veren orijinal bir ceviz ağacı, orijinal bir yeraltı sarnıcı ve kurak yıllarda bahçeyi sulamakta kullanılan bir kuyu. Profesörün engin bilgilere sahip bir düşünür olduğu konusundaki ünü, meslektaşlarını kendi alanlarındaki tartışmalarda yenebilme yeteneğiyle daha da büyümüştü. Bir süre için çocukların bahçede oynamasına izin verildi, ama 1967 yazında profesör ünlü milyoner S'nin örneğini izleyip evi ve bahçeyi çevreleyen yüksek bir taş duvar yapılması talimatını verdi, evin orijinal sakinlerinin ziyaretlerini engellemek için.”
Şüpheliler
“İlk Intifada'nın başlangıcında Ordu Radyosu'ndaki haberlerde "bölge sakinleri"nin ölümlerini bildirirdik. Gizli timler harekete geçince, "aranılan bölge sakinleri"nin ölümlerini haber verir olduk. Epey düzenli bir sıklıkla yanlış kişilerin hedef alındığı anlaşıldığında, terimi "aranıyor olmasından şüphelenilen bölge sakinleri" olarak güncelledik. O günlerde kamu görevlilerinin rüşvet almasıyla ilgili uzun bir soruşturma sürüyordu, bu memurlardan hiçbiri makamlarından geçici olarak bile uzaklaştırılmadığından, hukuk bölümünden bize gelen emirde, polis tarafından sorgulanan bütün şüphelilerden "görünüşte şüpheli olanlar" ve onlara yöneltilen suçlamalardan da "görünüşteki şüpheler" olarak sor etmemiz istendi. Bu yüzden terminolojimizi güncelledik ve "görünüşte bölge sakini olduklarından şüphelenilen" insanların ölümlerini haber vermeye başladık.”
Reklam
Şikayet
“Rus Mahallesi'ndeki bir barın sahibi müşterilerinden geceleri içeri sızan seslerin içki içerken keyiflerini kaçırdığı konusunda şikâyetler alıyordu. Polise çok sayıda mektup göndermiş, huzursuz edici olduğunu söylediği bu seslerin sokağın karşı tarafındaki hapishaneden geldiğini, karakolun derinlerindeki -karakolun dört, kimilerine göre altı kat altındaki- sorgu odalarından yukarı çıkıp sokak seviyesindeki barına kadar ulaştığını belirtmişti. Hatta derdini anlatabilmek için kalkıp karakolu bizzat ziyaret etti, ama sesler kesilmedi. Sonunda bar sahibinin daha sessiz saatlerde barında çalan müziğin sesini açmaktan başka çaresi kalmadı. İşitmesi zayıfladı.”
Farkına Varış
“Amerikan Koloni Oteli'nin barında uzun süre arkadaşımızın nöbetini bitirip bize katılmasını bekledik. Öteki müşteriler bize dikkat etmiyorlardı ama biz onları incelerken bir savaştan ötekine bütün dünyayı dolaşan, bu yüzden televizyon ekranlarımızda yüzünü çok sık gördüğümüz yabancı televizyon muhabirini görür görmez tanıdık. Birbirimize, onun yanında oturan, uluslararası bir haber ajansının fotoğrafçısının kahramanlığıyla ilgili öyküler ve kimilerini konuşurken uydurduğumuz başka dedikodular anlattık. Uzun bir bekleyişin ardından gelen bir telefonla ulusal radyoda haber editörlüğü yapan, aynı zamanda haftada beş akşam saat başı haber özetlerini okuyan arkadaşımızın barın soluk ışıklı salonunda bize katılamayacağını öğrenip hayal kırıklığına uğradık. Bize söylenene göre gece saat 11:15'te bayrağı gece vardiyası editörüne teslim edip işinden ayrılmış, arabasını gidebileceği her yerin çok uzağında bir semt olan Katamon'a doğru sürmüş, Talpiot yönünde yoluna devam edip Baram Köprüsü'ne ulaşmış, burada da başına bir kaza gelmiş. Bütün bu zaman içerisinde o akşam boyunca dinleyicilerine Katamon ve Talpiot'u birbirine bağlayan Baram Köprüsü'nün çökmüş olduğunu haber verdiği bir kez bile aklına gelmemiş. Arkadaşımızın gelmeyeceğini bildirmek için hastaneden bize telefon eden meslektaşı, dostumuzun kamuya haber verdiği olayların kendisini de bağladığını birden fark ettiğinde nasıl afallamış olduğunu anlatıyordu.”
'Ayn Lavan
“Bir cumartesi sabahı Lavan ailesi bizi Kiryat Menahem'deki evlerinden, dağın yamacından aşağı doğru yürüyüşe çıkardı. Bir yumurta paketleme fabrikasının önünden geçip tozlu, kireçtaşı bir patikadan vadiye doğru indik. Yakın dostum olan ailenin en büyüğü, semtin çocukları arasında Kıç Dağı olarak bilinen iki tepeli bir inşaat kalıntısı yığınını gösterdi. Martın başlarıydı, hava sıcaktı. Bir çam korusunun içinden geçen belli belirsiz patikayı izledik, yangınları önlemek için açılan iki açıklığı geçtik ve bir su birikintisinin başına geldik. Uzun, yapraksız ceviz ağaçları yukarı kaldırılmış kollara benzeyen beyaz dallarıyla gölcüğü çevreliyorlardı. "Burası bir sarnıç," dedi dostumuz, "kaynak şu açık kanalın yukarı ucunda. Burayı biz keşfettik ve kendi adımızı verdik, 'Ayn-Lavan, Beyaz Kaynak." İç çamaşırlarımızla sarnıca girdik; su çok soğuktu, kurumak için sarnıcın eski, gri alçıyla kaplı kenarlarına uzandık. Daha sonra biz de kendi arkadaşlarımızı bu kaynağa götürüp onlara burayı kendimizin keşfettiğini ve doğal olarak kendi adımızı verdiğimizi anlattık.”
Küller Küllere
“Kudüslü iki sevgili bir akşamüstü ormanlık bir dağın yamacındaki Arthur Rubinstein anıtını görmek için batıya gittiler. Alçak tepelerin üzerinde kocaman, turuncu bir güneş silueti vardı. Küçük otoparktan anıta giden kireç taşlarıyla kaplı patikada bir tavşanın gölgesinin hızla kayaların arasına daldığını gördüler, alçak çalıların arasında bir kirpinin dikenlerini buldular, yakınlardaki kooperatif çiftliğine göçmenler yerleştirileceği için burayı terk etmek zorunda kalan keçi çobanları tarafından dağın içine oyulmuş bir mağara gördüler. İki sevgili, karanlık vadinin, ırmağın ve harabelerin üstünde havada asılıymış gibi duran serin mermer dilimlerine piyano tuşlarındaki parmaklar gibi uzanıp yattılar. Ünlü piyanist Rubinstein'ın, küllerinin çok sevdiği bu ormana serpilmesini vasiyet ettiği söylenir.”
Reklam
Yazar, bildiği bütün öteki dillerin de bu denli ya da daha beter kirlenmiş olduklarını öne sürerek yazı yazmayı tümden bıraktı ve zaman öldürmeye, İbranice deyişle 'zaman yakmaya' verdi kendini.
(Fincan, yani İbranice cezve. Giysilerine duman sinmiş. Oysa Arapça fincan bir kupa türü.) Elbette bu ülkenin insanları için birçok sözcük de benimsemeden kalmıştır, ya'ani Filistin. Söylemeyi deneyin bir.
Sayfa 76 - Metis YayınlarıKitabı okudu
"Eninde sonunda açgözlülük karşısında her şey boyun eğmek zorundadır."
Sayfa 58 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Eninde sonunda açgözlülük karşısında her şey boyun eğmek zorundadır.
Reklam
Eski haritadaki adların çıkarılıp yeni Siyonist adlarla bir haritanın çizilmesi asla tek seferde halledilmedi, diyordu adam.
Sayfa 66 - Metis YayınlarıKitabı okudu
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.