Dert, cihan mülkünden daha iyi ve daha kıymetlidir ki, onun şevkiyle Allah'a gizlice duâ eder ve "Aman yarabbî" dersin!
Dertsiz duâ soğuktur, bir işe yaramaz. Dertli duâ ise gönül duygusuyladır.
Uçan kuşun tuzağı görüp ona tutulması ve helak olması şaşılacak bir şey değildir.
Asıl şaşılacak şey; kuşun tuzağı ve kazığı gördüğü halde ister istemez ona tutulmasıdır.
Gözü açık, kulağı açık olduğu ve önünde bulunan tuzağı gördüğü halde ona doğru ve kendi kanadıyla uçmasıdır.
Ey yiğit; sen bana değil, benim aşkımdan husûle gelen hâlet ve zevke aşıksın. Halbuki hal geçici bir şeydir, dâima elde bulunmaz.
O halde senin tamâmıyla istediğin ben değilim. Âlemde istediğin şeyin bir kısımcağazı da bende var.
Ben senin için sevgili değil, sevgilinin evi gibiyim. Halbuki aşk nakde olur; nakdin durduğu çekmeceye değil.
Sevgili tek olandır. Gelişin de ondandır, gidişin de onadır.
Onu bulunca başka şeye muntazır olmazsın. O senin için hem zâhir, hem de bâtındır.
Hakîkî âşık, hâle hâkimdir, mahkûm değil...
“Rızklarınız semâdadır” âyetini işitmedin mi? İşittinse bu süflî dünyaya niçin yapışıp kalmışsın?
***
Senin açlıktan korkman ve ümitsizliğe düşmen gulyabâni sesidir.Bunu bil, o ses seni kulağından esfel-i sâfiline kadar çeker.