Zeynep Altıok Akatlı:
*
''19 yıl oldu sonunda ayrılığımız. Her yıl aramızdaki özlem uçurumu açıldı. Hatırladıklarım sararmaya başladı. Anekdotlar, sözler, anılar taze kalsın aklımda diye unutmamak için dönüp dönüp baktığım mektuplar hiç eskimedi. Hiç azalmayan ve bulanıklaşmayan ise sevgi, özlem ve acı oldu. Şimdi yazsam ne yazacağım mektubuma.? 19 yıllık özlemimi mi, 19 yıllık insanlığın başına gelen felaketlerden mi haber vereceğim.? Babamın sevgiyle bağlı olduğu ülkesinde olanı biteni anlatmaya yüzüm olabilecek mi.? 10 yılını verdiği, ikinci üniversitem dediği Doğu'da yaşanan trajedinin onu ne kadar yaraladığını bilirken bugüne dair bir iyi haber koyamayacaksam mektubuma ne yazayım.? İnsana ve insanlığa gönülden bağlı ve bu kadar inanmış babamdan bugünün egemenleri tarafından yerleştirilmek istenen kin kültürünü nasıl saklayacağım.? Yok yazamıyorum yazmayı istediğim bu mektubu. ''Babacığım 52 yaşında bir hiç uğruna ölmedin, 34 dostunla birlikte sizin yok edilişinizden insanlık bir ders aldı. Birçok acıyı yendi, tamir etti. Adalet yerini buldu. 'Güzel günler göreceğiz' diyemeyeceksem ne yazacağım.? Hangi yüzle yazacağım babama ben.?''
*
Zeynep Altıok Akatlı:
Ne diyor Metin Altıok:
*
Hapishaneler insan dolu kum gibi.
Dışarıda bir buruk özgürlük zakkum gibi.
İçerde de dışarda da zor iş yaşamak;
Hem varım hem yokum gibi. (Sayfa: 8-9)
*
*
Sevgili #TuncayÖzkan'a (3 Mart 2012-#İstanbul)
*
#MetinAltıoktanZeynepeMektuplar
*