~
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendime bir yer edinemiyorum, kendime bir yer...
Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım, ölü ben'im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden!
Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben.
Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
Niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
Niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
... Duymuyordun denize ulaşmaya yalvardığını tinimin, öte kıyılara, tuttuğun ve yok ettiğin oluyordu, sen oluyordun. Sonsuz tiksintin her yalımın canavarlığına güç ekliyordu; benim yanarak özgürleşecek sınırlarıma ise meleksilik. Önceleri, senin çektiklerinle, acılarımı yendiğime inanmıştım. Ah! sonra, yanılgının anlaşılmasıyla, özkıyım dilendi bir şenlik yerine. Teslim oldum yalnızca göğün ve suyun her zaman var olacağını bilmeye. İşkencen tüketilen otlarla, çam pürçekleriyle artarak muştuluyordu yaklaşan özgürlüğü. Arzuyla sunuyordum o zaman, ateşten başka hiçbir şeyin ulaşamadığı derimi. Zorba bir tansıktı bu; nasıl da açığa çıkışı karşıtlığın! Açgözlü dokunmayı yakarak silmeyi seçiyordum, sense onu hep baştan yazmayı. Sevgilerin örtüşemeyeceği gerçeği serinletiyordu yanan bedenimi, seninse yanına varamadığın acın katlanıyordu, baş edemediğin zevkine koşut!