Ahmed-i Yesevi'nin Anadolu gölüne çaldığı maya tutmuştu. Adalet ve azmi, kaba kuvvetin önüne diken Selçuklular, Konya'nın geniş düzlüklerini kendinden emin bir beldeye çeviriyorlardı. Medreseler, camiler, kervansaraylar, hanlar, hamamlar şehrindeki bu medeniyetin bahçelerine uğrayan her yolcu; kalbini birer yakut gül gibi o bahçlerede bırakıyordu. Adil sultanlar bütün dinlerin sığınabildiği muazzam bir otak kurmuşlardı ovaya. Bu otağın esaslı misafirleri olacak evliyalar yola çıkacaklardı çünkü.
(Kitabın İçinden)