Mevlânâ Mesnevi'nden Seçmeler

Mevlana Celaleddin-i Rumi

Mevlânâ Mesnevi'nden Seçmeler Sözleri ve Alıntıları

Mevlânâ Mesnevi'nden Seçmeler sözleri ve alıntılarını, Mevlânâ Mesnevi'nden Seçmeler kitap alıntılarını, Mevlânâ Mesnevi'nden Seçmeler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eğer sen, her dem, kendini bahar mevsiminde imiş gibi hissetmiyorsan, mutlu ve neşeli değilsen, gül yığınına benzeyen bedenin neyin ambarıdır?
Senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim sana çamur görünür..
Reklam
Allah'tan korkmak, cehennemden korkmak değildir. Allah'ın sevgisini kaybetmekten korkmaktır.
Sen benim bu âlemde ünümü duymadın mı hiç? Ben bir hiçim, hiç!
Öfke rüzgar gibidir, Bir süre sonra diner; ama birçok dal kırılmıştır bile.
Reklam
“Gene gel, gene gel, her ne isen öylece gene gel. Kafirsen, ateşe tapıyorsan, puta tapıyorsan gene gel... Bu bizim eşiğimiz, umutsuzluk eşiği değil; yüz kere tövbeni bozmuşsan gene gel.”
Gül Kokusundan Bayılan Adam
İri yarı bir adam, bir gün güzel koku satanların pazarına gelince aklı başından gitti, yere yıkılıp bayıldı, yol ortasına bir ölü gibi yığıldı kaldı. Bunu gören halk başına üşüştü. Başına toplananlardan kimi kalbini yokluyor, kimi yüzüne gül suyu döküp duruyordu. Bilmiyorlardı ki adamcağız gül kokusundan bayılmış. Kimi bileklerini, başını ovuyor kimi öd ağacına şeker karıştırarak tütsü yapıyor, bir başkası elbiselerini çıkarıp üstünü hafifletiyordu. Birisi nabzını yokluyor, öbürü ağzını kokluyor, şarap mı içti, esrar mı çekti, afyon mu yuttu, anlamaya çalışıyordu. Bir türlü adamın neden bayıldığını anlamıyan halk şaşıp kaldı. Son çare olarak akranlarına haber vermeye karar verdiler. O bayılan kişinin akıllı ve anlayışlı bir kardeşi vardı. Bu haberi alır almaz yanına biraz köpek pisliği alarak koşup geldi. Çünkü kardeşi köpek bakıcısıydı, köpek pisliği kokusuna alışmıştı. Gül kokusu duyunca bu yüzden bayılmıştı. Kardeşinin yanına varınca, o akıllı kişi, kimse anlamasın diye önce halkı dağıttı, sonra ağzını kulağına götürerek okuyormuş gibi yaptı, bu arada gizlice köpek pisliğini burnuna götürerek koklattı, koklatır koklatmaz adam ayılarak kendine gelmeye başladı. Halk şaşırdı: "Bu ne büyük bir efsun, bir sihir," dediler.
Sevgi ve acıma insanlık vasfıdır.Hiddet ve şehvet hayvanlık ! Kadın Hak nurudur, Sevgili değil sanki Yaratıcıdır Yaratılmış değil... ( kadına verilen değer nasıl anlatılabilirdi başka ? )
Reklam
" Dağ vardır sesi iki misli aksettirir, dağ vardır sesi yüz misli aksettirir. "
Sineğin Hayali
" Sineğin biri kendini fevkalade bir şey sanırdı. Kendi kendine: 'Şüphesiz ki ben bu devrin zümrüdü anka kuşuyum. Benden daha üstün kimse olamaz,' derdi. Bir gün, bir eşeğin sidiğinin içinde bulunan bir saman çöpüne kondu. Eşeğin sidiği uçsuz bucaksız bir deniz, saman çöpünü gemi, kendini de usta bir denizci, bir kaptan sandı. 'İşte bu bir okyanus, bu da benim mükemmel gemim. Ben de dünyanın denizler aşan en büyük kaptanıyım,' diye karar verdi. Kendi kendine gururlandı, koltuklarını kabarttı. Kendini birşey sandı. Halbuki o zavallı, küçücük bir sinekti. Kalemin rüzgardan, kağıdın sudan olursa ne yazarsan yaz derhal yok olur. "
Basıp geçtiğin toprağa yavaş bas, çünkü o toprakta , birçok gözler, yanaklar, kemikler vardır.onları incitme.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.