Acayip kıyafetli adam Mevlana'nın atının yularından tutarak ona şöyle bir soru sordu:
- Söyle ey Selçuklu'nun büyük hocası! Beyazıt-ı Bestami "Ben Rabbimi bildim." Derken Allah'ın elçisi, son Peygamber "Ben Rabbimi Gereği gibi bilemedim." Diyor. Öyleyse Beyazıt mı büyük, Peygamber mi?
-Beyazıt-ı Bestami, Allah'ı bilmenin sınırına gelmiş. Bu, tıpkı bir insanın denizin kıyısını görmesine benzer. Kıyıyı görünce, bilgiye eriştiğini sanmış. Oysa Allah'ın elçisi bu bilgi denizine dalmış, yüzmüş, yüzmüş... Yüzdükçe sonunun olmadığını anlamış. O yüzden "Ben Rabbimi hakkıyla bilemedim." Demiş.
Garip giysili adam bu cevabı duyunca yere düşüp bayıldı. İşte bu garip giysili adamın adı Şems'ti ve Burhaneddin'in müjdelediği insan oydu.