" Sendeki bu gönül kırgınlığını bırak da, sağlam bir gönül ara kendine. Ara da, sendeki bu kırgınlık yok olup onun himmetiyle dağ gibi sağlam bir gönüle dönüşsün."
kitap 626 sayfadan oluşmasına rağmen 1 günde bitti. kendisi buraları okuyorsa söylemem gerekir ki bu onun yeteneği değil, benim başarımdı. konu bakımından harika bir kitap yazmış orası ayrı, yaşananları size gerçekten hissettiriyor ama aynı cümleleri o kadar çok tekrarlamış ki 10 sayfa sonrasını açsanız aynı cümleleri okuyorsunuz ve bu, kitap bitene kadar tekrar ediyor.
kitabında kendini çok fazla tekrara düşürmüş. sayfalar arası yolculuk ederken ‘tamamdır şimdi bi şey olacak, bir aksiyon gelecek’ diyorsunuz ama bu beklentiniz askıda kalıyor. olaya bir türlü girilmiyor. durum hikayeleri oldukça yavan. karakterler arasında geçen konuşmalar benzer cümlelerle kendini tekrar edip duruyor. bu da bir süre sonra okuyucuyu sıkıyor. okuyucuda ‘e hadi ama’ tepkisi yaratıyor. başlıkların altı tam doldurulmamış havada kalmış. olaylar konuşmaların arasında çok sığ aktarılmış. puzzle tam olarak yerine oturmuyor pinpon topu gibi havada dönüp duruyor. Kitabın üslubunu bırakıp içeriğe dönersek kitapta her bir karakterin verdiği mücadele gerçekten yürekleri titretecek cinsten. Bu hikayelerin bir kurgu olmadığını bilmek ise gerçekten insanlıktan utandırıyor. Srebrenitsa’da tam 8372 kişi katlediyor ve dünya buna gözünü kulağını kapatıyor. Meyra’nın, Diba’nın, Samir’in ya da farklı herhangi bir Boşnak’ın yaşadığı her bir dakikanın eziyet oluşunu her sayfada damarlarınıza kadar hissediyorsunuz. Yaşadıkları çaresizlik ve tükenmişlik o kadar gerçek ki birçok sayfada boğazınız düğümleniyor. Çelik gibi sinirleriniz yoksa okumaya başlamayın, zira gözleri dolduran, yürekleri titreten bir kitap olmuş gerçekten...
Fatima ağırlaşmış başını kaldırıp, “Yazıklar olsun bütün dünyaya,” diye sitem etti. “Güya modern bir zamanda yaşıyoruz. Bizi resmen burada unuttular.”
“Yanılıyorsun! Unutmadılar bizi. Sadece taraflar. Çığlıklarımız karşısında hepsi bilerek kulaklarını tıkamış. Böyle giderse yakında kemiklerimizin iniltisini duyacaklar.”