Yollarda köylüler bu göç kafilesini konuk ederek onlara süt ve yoğurt verir, sıcak aş getirirler. Akşamleyin köylerde konaklarlar, ateşler yakılır, toprağa döşekler serilir, oralarda gecelerler. Ama hiç kimse onlara kem gözle bakmaz, hepsi Tanrı konuğudur. Ne kimse onların dilinden anlar, ne de onlar Anadolu insanlarının dillerinden. Ama ne çıkar, hepsi yoksulluk yoldaşıdır. Herkes kucak açar bu garip göçmenlere. Kimi yollarda hastalanır, öksürür, ateşi yükselir. Kolay değildir böyle bir araba yolculuğu.
...attıkları tohumlar sonradan yeşillendi, filiz oldu, fidan oldu, dal oldu, ağaç oldu, bayrak oldu. Onların açtığı bayrağı da Mustafa Kemal’lerin kuşağı dalgalandırdı.
İlerleme, din işlerinde olduğu kadar dünya işlerinde de cahilliğin kaldırılmasına bağlıdır. İlim, fen ve sanat öğretimini sağlayan okullar açacaksınız.