Halil Cibran ın klasik tarzından bi eser daha, sesleniş, yakarış, isyan, insanları aydınlığa çekme isteğiyle yanıp tutuşan bir tarz.
Spoiler vardır..!!
Kitap bir kaç kısa öyküden oluşuyor. İlk ikisi kralların, papazların dini ve halkı sömürmesini konu alıyor. Ve bunun adaletsizliğini, yozlaşmayı yüzümüze vuruyor.
Bu iki öyküyü sevdim doğrusu 5 puan burdan aldı.
Diğer iki öykü ise zengin koca ile evlenen kadınların, kocalarını aldatıp sevgililerine kaçmasının aslında iyi bir şey olduğunu anlatıyor bize yutrurmaya çalışıyor ya da. Bu kısmı hiç beğenmedim. Kişiler farklı yorumlayabilir elbette ama sevdiğim beni sevmiyor artık diye düşünen kız zengin biriyle evlenmek üzere iken ( kendi isteği ile) aslında sevgilisinin hala onu sevdiğini öğreniyor. İnsanlara çemkirip hem adamı hem kendini öldürüyor. Saçmalık.
Diğer bir olay ise yine zengin bir adamla evlenen kadın, ( bu isteği dışında olmuş) ama adam ona mükemmel bakıyor, seviyor, değer veriyor. Bu kadın da kocasını aldatıp sevgilisine kaçıyor. Sonra da vah efendim ben onurluyum aşkıma gittim. Yürü git.
Bu iki öyküyü hiç beğenmedim.
Anladım ki Halil Cibran adalet kısmında iyi olduğu kadar aşk ve sadakat kısmında kötü, zevk peşinde koşan biri bence. İnsan istediğini yapmalı kafasında. Bu hoşuma gitmedi.
Ama eser ortalama bi eser ki bu öykülerden başka biri farklı bir şey anlayabilir. O yüzden okumanızı tavsiye ediyorum.