Eski Mezopotamyalılar dünyayı sırf kendisiyle açıklayamayacaklarına inanmışlardı; dünyayı anlamlandırmak için, dünyayı yaratıp sonra da yöneten insanüstü varlıklara inanmışlardı.
Tarihçilerle oyuncuların ortak bir noktaları vardır: Bütün kişiliklerin kılıklarına girmek zorundadırlar, onları daha iyi oynamak için değil, daha iyi anlamak için.
Eski Mezopotamyalılar dünyayı sırf kendisiyle açıklayamayacaklarına inanmışlardı; dünyayı anlamlandırmak için, dünyayı yaratıp sonra da yöneten insanüstü varlıklara inanmışlardı.
Bir köle sen benim sahibim değilsin der ise efendisi sahibi olduğunu kanıtlarsa kölenin bir kulağını kesebilir, bir oğul babasını döverse bileği kesilir.