Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dicle ve Fırat Arasındaki Kadim Uygarlıklar

Mezopotamya

Barthel Hrouda

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Nitekim Mezopotamya tarihi, iktidarı ele geçiren, birbirini alt eden, birbirinin yerine geçen ve tekrar geri çekilmek zorunda kalan halkların ve kabilelerin geçit töreni gibidir: Sümerler, Akkadlar, Amurrular, Kassitler, Asurlular, Hurriler, Aramiler, Persler, Yunanlar, Partlar ve Sasaniler.
Mezopotamya biliminde “ne" sorusu sorulurken "neden" sorusu hiç sorulmamıştır. Mezopotamya'da hiçbir âlim şeylerin temelini ya da oluşun nedenini sorgulamamıştır.
Reklam
İnsan yerleşik yaşama orada geçti, olağanüstü sanatsal başarılar orada kazanıldı, matematik ve astronomi gibi günümüze değin kesintisiz devam eden bilim dallarının temeli orada atıldı ve yazı orada icat edildi, ki yazı olmadan herhangi bir ilerleme düşünülemez bile. Bizim kendi kültürümüzün beşiğidir Mezopotamya.
Mezopotamya’daki yerleşimlerin her dönemde hayat iksiri suydu.
Pythagoras'ın teoremi kesinlikle Yunan kökenli değildir; daha Mezopotamya'da yaygın olarak kullanılıyordu.
Bilim
Mezopotamya'nın bilimi ele alırken öncelikle modern bakış açısını bir kenara bırakmak gerekir, zira bizim bilim anlayışımıza Yunan felsefesi damgasını vurmuştur. Eski Şark'ta neden-sonuç ilişkisi pek bilinmiyordu ve bilimsel bir mantık yoktu. Bunu daha iyi anlatmak için şöyle bir ifade kullanılır: Mezopotamya biliminde "ne" sorusu sorulurken "neden" sorusu hiç sorulmamıştır. Nitekim evrenin oluşumunu ancak mitik-dini metinlerde okuruz, asla bilimsel metinlerde değil. Eski Şark'ta salt araştırmaya hizmet eden bir bilim yoktu zaten, bilim çoğu zaman dini bir bağlamdaydı. Her tespit bir kehanetle ilişkiliydi: geçmişim ve şimdiki zamanın gözlemlenmesinin tek amacı geleceğe dair kehanette bulunmaktı. Buna, Mezopotamya kültüründe çok baskın bir unsur da ekleniyordu: Geçmişte iyi faydalı olduğu görülen her şeyin gelecekte de öyle olacağı düşünülür, asla sorgulanmazdı. Dolayısıyla, merak ve öğrenme isteği daha en baştan daracık sınırlara hapsedilmişti.
Sayfa 83 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Elbette bu tanrılaştırma Mezopo- tamya'daki hükümdarların kalıcı bir özelliği haline gelmedi. Sonraki asırların krallarının çoğu kendilerini tanrıların vekilleri olarak gördü.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.