Mezopotamya Mitolojisi
Jean BottéroMezopotamya Mitolojisi Sözleri ve Alıntıları
Mezopotamya Mitolojisi sözleri ve alıntılarını, Mezopotamya Mitolojisi kitap alıntılarını, Mezopotamya Mitolojisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ağlamaktan yüreği daralmıştı, bozkıra vurdu kendini
Sayfa 339Kitabı yarım bıraktı
Din ile aşk arasındaki fark; izlediği güzergahtır; yatay düzlemde "ötekini" arayan aşktan farklı olarak din, dikey düzlemde "doğaüstünü" arayışta şekillenir.
Sayfa 55Kitabı okudu
...
İnanna girdi Eridu’daki Apsu’ya
Tereyağlı çöreklerin tadını çıkardı
Serin su verdiler, yürek ferahlatan!
Aslan’ın önünde İsimud ona bira verdi:
Dost olarak ağırladı, müttefik olarak davrandı!
Kutsal sofrada, göksel sofrada,
Hoş geldin dedi kutsal İnanna’ya!
Ve Enki Apsu’da İnanna’yla yan yana,
Birlikte diktiler biraları, şaraplar
Sayfa 261
Muska!!
Eski Asur kenti kalıntıları arasında bulunan bir tablet, "melu" denilen muskaların kökenini açıklar: içlerine şifalı bitkiler ya da nazarlıklar konulup ritüelleşmiş sözler eşliğinde hazırlanan deri keseler boyna asılır, çeşitli aksiliklere ve hastalıklara iyi geldiğine inanılırdı.
Sayfa 97Kitabı okudu
Tufan
" Tufan her şeyi önüne katıp götürdüğünde
Ve yeryüzünü yıkıma sürüklediğinde
Yine de güvendeydi insanların devamı
Soyları korunmuştu:
Karakafalar yeniden çıkabilirlerdi ortaya
Kendi killerinden..."
Sayfa 595 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
İlk Kuraklık
" Ve de Dicle ile Fırat yatakları
Kazılmıştıysa da
Kaynakları henüz su vermiyordu ülkeye ;
Denizler bile kurumuştu.
Bulutlar geliyordu ufkun ucuna
Ama çatlamıyorlardı..."
Sayfa 441 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
" Saygıdeğer tanrıların şatafattan hoşlanmadıkları gayet iyi bilinir(!)..."
Sayfa 436 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
'' Eski Mezopotamyalılar tanrıları ile kendileri arasındaki mesafeyi hep çok canlı hissetmişlerdir. Çok yüksek mertebede, çok uzaklarda bulunan ve sadece bağlılık beslenebilecek kişiler saydıkları tanrılarına son derece hayranlık ve çok derin bir saygı duyuyorlardı. Böyle bir tavrın hiçbir mistik yanı yoktu, daha çok kölece sayılabilirdi...Güçsüz bir çiftçinin muhteşem, yüceler yücesi, seçkin mi seçkin senyörü ve efendisi karşısındaki hürmetkar tavrına benziyordu...''
Sayfa 59 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Ağıt
''Yenilenlerin yapabileceği tek şey ise 'yakarış' tır. Ki ağıt, eski çağda bu ülkede gayet iyi bilinen edebi bir türdü, zira yenilmeleri tanrıların isteğiydi...''
Sayfa 286 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Tanrı evlenmesi ;
" Senin gümüşünün, değerli taşlarının ne faydası olacak ki bana?
Olmaz! Benim istediğim,
Kızın Adnigkidu ile evlenmek..."
Sayfa 491 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Ninurta Tanrı Enki'yi ziyaret eder... Amaç Bereket getirmek
" Otlaklar ve bitkiler her tarafta bollaşsın
Ağıllar ve ahırlar süt ve kaymakla dolup taşsın
Çobanlar sevinsin diyeydi
Cengaver Ninurta'nın Eridu'ya gitmesi
Dicle ile Fırat'ın dalgalarını
Gürül gürül yuvarlaması diyeydi
... Derin uçurum dibi bulunmaz olsun diyeydi;
Çoğalsınlar diyeydi tatlısu sazanları ve dev sazanlar;
Sazlıklardaki
Kuru kamışlar ve taze sürgünler;
Sayısız hayvan, bozkır hayvanları..."
Sayfa 480 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
" Ayrıntıları hesaba katmanın şeylerin anlaşılmasında bir katkısı yoktur..."
İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Toprağın beyi, tarımın hamisi Ninurta :
'' Ufkun ucuna bir baraj yaptı
Güçlü suları engelledi kayadan yüzeylerle;
Artık alçak ülkeden yükseklere doğru çıkamayacaklardı!
Dağınık olanları bir araya getirdi:
Dağda göllere dağılmış suları
Bir araya topladı, Dicle'ye verdi hepsini,
Baharda suları salıp,
Sulamak için ekilebilir toprağı...''
Sayfa 400 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Ve Enki insanları yarattı!
'' Hiç ara vermiyorsun uyumana
Ama tanrılar, yarattıklarım, itiraz ediyorlar!
Çık yatağından oğul,
Yeteneklerini zekice kullan
Ve tanrılara vekiller(!) yarat
Ki artık çalışmasınlar...''
Sayfa 212 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Aşk ve Din
'' Din terimi insanların, kendilerinden ve bu dünyada kendilerini çevreleyen her şeyden köklü biçimde yüksek olduğu için içgüdüsel ve anlaşılmaz biçimde korktukları bir düzen karşısındaki tavırlarını tanımlar. Hayatımızı ve kişiliğimizi tamamladığını, zenginleştirdiğini hissettiğimiz kendi türümüzden bir başka bireye doğru bizi güçlü biçimde çeken, aynı derecede kendiliğinden ve akla uymaz başka bir itkiyle, yani aşkla kıyaslanabilir ancak. Dinin aşktan farkı ise izlediği güzergahtır, yatay düzlemde 'ötekini' arayan aşktan farklı olarak, dikey düzlemde 'doğaüstünü' arayışta şekillenir...''
Sayfa 55 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu