Din ile aşk arasındaki fark; izlediği güzergahtır; yatay düzlemde "ötekini" arayan aşktan farklı olarak din, dikey düzlemde "doğaüstünü" arayışta şekillenir.
...
İnanna girdi Eridu’daki Apsu’ya
Tereyağlı çöreklerin tadını çıkardı
Serin su verdiler, yürek ferahlatan!
Aslan’ın önünde İsimud ona bira verdi:
Dost olarak ağırladı, müttefik olarak davrandı!
Kutsal sofrada, göksel sofrada,
Hoş geldin dedi kutsal İnanna’ya!
Ve Enki Apsu’da İnanna’yla yan yana,
Birlikte diktiler biraları, şaraplar
Bütün dinlerin kökünde yer alan ve her bir dini tanımlayıp ona kendine özgü özellikler kazandıran bu öğeler"tarihsel" bir kaynağa sahip olabilirler: Güçlü dinsel bir zihin, geçmişin belli bir noktasında, kendi dinsel heycanlarını ve kanaatlerini, doğaüstüne ilişkin kendi tikel sistemini kendi çevresini zorla kabul ettirebilmiş, sonrada kurumlaştırabilmiştir. Günümüzde en iyi bildiğimiz büyük yapılar bu duruma örnektir: Batı'da Yahudili, Hiristiyanlık, Müslümanlık Doğu'da ise Budacılık.
" Tufan her şeyi önüne katıp götürdüğünde
Ve yeryüzünü yıkıma sürüklediğinde
Yine de güvendeydi insanların devamı
Soyları korunmuştu:
Karakafalar yeniden çıkabilirlerdi ortaya
Kendi killerinden..."