İsfahan'a vardığımda karakoyunun mu akkoyunun mu tarafını tuttuğumu sordular. Etinin yumuşak olması şartıyla benim için fark etmeyeceğini söyledim. İranlıların o sıralar Akkoyunlu ve Karakoyunlu diye ikiye ayrıldığını bilmek gerekiyordu. İki tarafla da alay ettiğim sanıldı; daha kentin kapısında başımı fena halde belaya sokmuştum; koyunlardan kurtulmak bana yine bir kucak fındık altınına mal oldu.
-
Siriuslu dev gülümsedi. Sonuncu ona en bilgesi gibi gözükmüştü. Satürnlü cüce ise, aralarında aşırı bir orantısızlık olmasa Locke taraftarını kucaklayabilirdi. Fakat ne yazık ki ortaya bütün filozof hayvancıkların sözünü kesen kare takkeli bir hayvancık çıktı ve bütün sırları bildiğini, bütün bunların Aziz Thomas'ın özetinde yer aldığını söyledi. İki semavi gezgini tepeden tırnağa şöyle bir süzdü ve yüzlerine karşı, şahıslarının, dünyalarının, güneşlerinin, yıldızlarının, her şeyin sadece insanoğlu için yaratıldığını öne sürdü. Bu söylev üzerine bizim gezginler, Homeros'un tanrıların payı olarak nitelendirdiği o bastırılamaz kahkahalara boğuldu.