Mihrican Fırtınası

Nazan Bekiroğlu
Mihrican Fırtınası Nazan Bekiroğlu’nun hayata, edebiyata ve sanata dair denemelerini bir araya getiriyor. Yazarın kişisel hayatından izlerin belki de ilk kez bu açıklıkla görülebileceği denemeler bunlar. Bir Mihrican Fırtınası olarak yaşadığı emekliliğe geçişi, yeni kütüphanesini yerleştirmesi, kitapları, defterleri, lise yıllarında tuttuğu günlüğünden alıntıladığı samimi satırlar, sobacılar sokağında bir dükkânda alın terinin kutsallığını hissettiren yaşlı usta ile geçen dakikalar, halı dokuyan kızlar ve başka birçok değiniyle saf insaniyete duyduğumuz özlemi derinden hissettiren yazılar. Ama sadece özlediklerimiz değil, sabır taşımızı çatlatanlar, cingözlüklerinden illallah ettiklerimiz de görüntüye giriyor. Sonrasında ise Mihrican Fırtınası, edebiyata, minyatüre, soyut resme, uygarlık ve insanlık tarihine, İkaros’un düşüşüne, Platon’un mağarasına dair değinilerle son derece zengin bir içerik sunuyor. Başımı kaldırıp benimle hiç ilgisi olmayan bir sahneye bakar gibi bakıyorum olup bitene. Odam toplanıyor, otuz sekiz yıllık yığın ayıklanıyor. Bağ bozumu. Ekim de değil ki!
256 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

256 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
“MİHRİCAN FIRTINASI…”
Mihrican Fırtınası
Mihrican Fırtınası
, 28 Ağustos’ta eser ve havalardaki bu değişime bağlı olarak 29 Ağustos’ta leylekler göçmeye başlar. Arapçada da ‘Sonbahar’ anlamına gelir ‘Mihrican’. Yazarımız bu terimle bir Mihrican Fırtınası olarak yaşadığı 38 yıllık bir çalışma hayatından emekliliğe geçiş sürecini ve bununla ilgili içinde kopan fırtınayı kaleme almış. Çalışma odasını boşaltıyor, kitaplarını kutulara sığdırıyor, yeni kütüphanesine yerleştiriyor.. Mihrican Fırtınası hem bir ayrılık, hem yeni bir başlangıç. Kolay değil tabii ki, ama yine de emekliliği bu kadar dramatize edip gözünde büyütmesini biraz tuhaf buldum açıkçası.
Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu
’nun kitapları güzeldir, ancak bu son kitabını okurken şunu farkettim; Deneme tarzı okumak pek bana göre değilmiş, romanları daha çok hoşuma gitmişti. Bunda sanki her telden bir şeyler karalamış gibi bir hissiyata kapıldım. Kitap Bekiroğlu’nun ikendi hayatından izler barındırıyor; edebiyat, resim, sanat, tarih, düşünce gibi birçok konulara değinilmiş. Bolca Karadeniz-Trabzon turu da yapıyorsunuz. Yazar önceki yazdığı kitaplarından da küçük küçük bahsetmiş, edebiyatın derinliklerine dalıyorsunuz birlikte. Daha önce yazardan okuduğum bazı kitaplarına Nazan’ın gözüyle bakmak güzeldi. Toplumsal yaralarımıza da ufak göndermeler var bazı yazılarında. “Neye dokunduysam onda bir parçam kaldı. Ne kaçtığımdan kurtuldum, ne de koştuğumu buldum…” (s. 108, kitaptan beğendiğim bir alıntı) Farklı bir okuma, son kitabını merak edenler ve deneme tarzı sevenler listelerine alabilir.
Mihrican Fırtınası
Mihrican FırtınasıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202494 okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
Mihrican Fırtınası: İçsel Bir Rüzgar
(Spoiler içerir!) "Ey kalem, ne çok yazdın!" (S.77) Nazan Bekiroğlu’nun eserlerini okurken, kendinizi hep bir hikâyenin içinde, bazen bir masal diyarında, bazen de kendi ruhunuzun en kuytularında bulursunuz. Mihrican Fırtınası ise bu anlamda farklı bir yerde duruyor; bir yolculuktan çok bir durak, bir sonbahar hüznünden ziyade o
Mihrican Fırtınası
Mihrican FırtınasıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202494 okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 günde okudu
Okurken keyif aldım. Hayata, sanata hem de edebiyata dair müthiş yazılardan oluşuyor. Birbirinden renkli, insanı kalbinden vuran cümleler, tamlamalar, vs var. Tavsiye ederim.
Mihrican Fırtınası
Mihrican FırtınasıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202494 okunma
10/10 puan verdi
·
Beğendi
'Mihrican Fırtınası' hakkındadır.
Henüz dört deneme okudum. Ama Nazan Bekiroğlu her defasında çıtayı çok daha yükseğe koyuyor. Önceki eserde kurduğu eşsiz cümleleri okurken hissettirdiği "Artık bundan iyi cümleler kuramaz." duygusunu her defasında aşmayı nasıl başarıyor bilemiyorum. Nazan Bekiroğlu kalitedir. "Yazar" kelimesinin içini hiç boşluk bırakmamacasına doldurur. Ömrü uzun olsun. O yazsın, biz okuyalım.
Mihrican Fırtınası
Mihrican FırtınasıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202494 okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yazarın alışkın olduğumuz o ağdalı dili bu kitap da yok denecek kadar az, yani ismi olmasa onun yazdığını düşünmezdim. Kendi hayatından ve bazı roman karakterlerinden dem vurmuş. Galiba bir kitabı daha böyleydi, ismini şimdi hatırlayamadım. Benim için yazarın üslubu çok etkileyici ama bu kitap da o tarzı yok malesef. Yine de okunur.
Mihrican Fırtınası
Mihrican FırtınasıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202494 okunma
249 syf.
6/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
| Mihrican Fırtınası | Nazan Bekiroğlu Selamlar Mihrican Fırtınası, “yazın bitişinde sonbaharın başladığını” tabiatın yeniden yeşermek üzere uykuya yattığını ifade eder. Günler kısalmaya başlar, havalar serinlemeye, tabiat sakinleşir, yavaşlar, renkler güz soluğunu solur. Hayat bir yeni düzene muhtaç olur ve kitap ismini buradan alır. Kitaba
Mihrican Fırtınası
Mihrican FırtınasıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202494 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Bloğumdan alıntılama yapıyorum.Spoi içerebilir.Yazarın tüm kitaplarını okumuştum ve yeni çıkan kitabını da keyifle okudum. Deneme türü bir kitap. Ama yazarın kendi hayatından izler taşıyan;edebiyat,minyatür, resim, uygarlık ve insan tarihi,düşünce ve din vb konularında işlendiği bir kitap. Akıcı ve yalın bir dili olan kitap. Yazarın emekliliğe geçişi,yeni kütüphanesini yerleştirmesi, kitapları, defterleri, günlüğünden paylaştıkları, antikacı dükkanında yaşadıkları; özlediklerimiz, sabrımızı taşıranlar, illallah ettirenler ve ettirdiğimiz,cingözlüklerde ele alınmış. Bölüm bölüm her şeyden paylaşılması güzeldi. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
Mihrican Fırtınası
Mihrican FırtınasıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202494 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 günde okudu
Sevgili hocamın yine muhteşem cümleleriyle bezenmiş harikulade eseri. Çok beğendim ve öğrencisi olduğum için bir kez daha gurur duydum. Emekliliğe geçiş süreci ile ilgili kaleme aldığı yazı beni her ne kadar çok duygulandırdıysa da eser boyunca çok şey öğrendim. Hayata, sanata, tarihe; ünlü tablolardan ünlü tarihi kahramanlara hatta mitolojiye kadar birçok konuda yazılmış birbirinden güzel yazı bu kitapta toplanmış. Hem öğrendim hem eğlendim hem de hüzünlendim. Birbirinden farklı duyguları bir arada yaşadım. Ayrıca sevgili Nazan hocamın -bence ilk defa- okuyucuyla paylaştığı hayatına dair bazı bilgiler ve detaylar çok hoşuma gitti. Eserde onun hususi hayatında dair izlerle de karşılaşmak çok hoştu.
Mihrican Fırtınası
Mihrican FırtınasıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202494 okunma
·
Puan vermedi
Mihrican Fırtınası
“Size nasıl davranılmasını istiyorsanız, siz de öyle davranın, “ diyorum insaniyetin en basit ama en zorlu ilkesiyle. Nazan Bekiroğlu/ Mihrican Fırtınası Sevgili Nazan Bekiroğlu 'nun son kitabi Mihrican Fırtınası; hem bir ayrılık, hem yeni bir başlangıç hikayesi. Bekiroğlu’nun kendi hayatından izler barındıran kitapta; edebiyat, resim, sanat, tarih, düşünce, hayat gibi birçok konu yazarımızın o nahif bakiş açisiyla sözcüklere dökülmüş. "Hiçbir şeyi görmezden gelemedim. Niyet etsem bile, hiçbir şeyin üstünden geçip gidemedim. Neye dokunduysam onda bir parçam kaldı. "Ne kaçtığımdan kurtuldum, ne de koştuğumu buldum." Yazar benim için o kadar tanıdık ki, tıpkı diğer kitaplarında olduğu gibi son kitabında da o derin üslup, durup durup aynı satırları tekrar okuma isteği uyandırdı bende. Onlarca cümlenin altını çizdim. Derin bir nefes alıp idrak etmeye çalıştım ve bir kez daha anlatdm ki edebiyat çok ama özel bir sanat ve N. Bekiroğlu harika bir edeyatçi. Kurgu kitaplarını bir solukta okuyan biri olarak deneme türünde de okuyucuyu derinden etkileyen bu samimi kitabı herkese tavsiye ediyorum. Kitaplarla ve sevgiyle kalın. #nazarbekiroğlu #mihricanfırtınası #neokumalı #kitaptavsiyesi
Mihrican Fırtınası
Mihrican FırtınasıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202494 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Nazan Bekiroğlu...Aynı denizin aynı kıyıcığında iki komşu şehrin sakiniyiz diye mi kelimeleri bu kadar aşina ruhuma? Ya da aynı metinleri okuyarak yetişmenin, aynı şiirlerle romanlarla ruhu beslemenin verdiği bir aşinalık mi? Onu tanıdığımda henüz üniversite sınavına hazırlanan önündeki hayatı heyecanla bekleyen bir lise takebesiydim, şimdi kırkına merdiven dayamış,meslekte kendince yıllar devirmiş bir öğretmen. Her yazdığı gönlümde aynı yere denk gelmese de okurluk hayatımın kiymetlisidir. Mihrican Fırtınası da emeklilikle başlayan günlerinde sadelesme ve biraz da birikmişleri temize çekme çabası sanki. İçinde derslerde değindiği Rus romanlarından, Anna Karenina'ya Tolstoy-Dostoyevski ksrşılastırmasından lise döneminde yazdıklarına kadar çeşitli konularda metinler var. Şüphesiz üniversitesinde otuzu aşkın senesini geçiren bir profesörün oraya vedası beni en etkileyen denemesiydi. Nazan Bekiroğlu kalemini özleyenlere tavsiyemdir.
Mihrican Fırtınası
Mihrican FırtınasıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202494 okunma

Yazar Hakkında

Nazan Bekiroğlu
Nazan BekiroğluYazar · 23 kitap
3 Mayıs 1957 tarihinde Trabzon'da doğdu. İlk ve orta tahsilini aynı kentte yaptıktan sonra Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi (1979). Dört yıl lise öğretmenliği yaptı. KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü'ne öğretim görevlisi olarak girdi. (1985). Orhan Okay yönetiminde sürdürdüğü Halide Edib Adıvar'ın Romanlarının Teknik Açıdan Tahlili konulu doktorasını tamamladı (1987). Aynı bölümde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Şair Nigar Hanım konulu çalışmasıyla doçent oldu (1995). 1998'den itibaren aynı fakültede açılan Türkçe eğitimi bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmakta olan Nazan BEKİROĞLU 4 Mayıs 2001'de profesör olmuştur Şehirli bir ailenin üç çocuğundan en küçüğü olan Nazan Bekiroğlu; kendi ifadesiyle 'ehl-i kalem ve kelam' bir baba ile titiz ve oldukça eğitimli bir annenin, iki de ağabeyin ikliminde epey nazlanarak, korunarak, esirgenerek büyümüştür. Çocukluğunda Türkçesi bozulur diye sokak yasaklanmış ve arkadaşları seçilmiştir, bunun için konuşurken Karadenizliliği hiç hissedilmez. Bekiroğlu, Türk Edebiyatı dergisi röportaj yazarı Belkıs İbrahimhakkıoğlu'na verdiği bilgilerle, kendini ve (birbirini andıran) hikayeleriyle şiirlerini şöyle anlatmıştır. Doğduğu ay (3 Mayıs), ruh dünyası ve ardından şiir ve hikayelerinde hep yer almıştır. Altı yaşına kadar oturdukları, konak yavrusu denilebilecek büyük evde yaşadıkları, hikayelerinin şuur altı malzemesini hazırlamıştır; 'Çini dolap tutamakları, billur kapı kolları, vitraylardan süzülen efsunlu hava, kapı yanında açan filbahri çiçekleri, taş duvarlardan fışkıran yabani incir dalı, kocaman halının göbeğine düşen sarı ikindi güneşi, geceleri yatağa uzanan dalga sesleri ve bu seslerle karışan martı çığlıkları.' Bütün bunların izdüşümleri daha çocukluk yıllarında sanatkar ruhunu yoğuran dünyanın temelini teşkil etmişlerdir. On dört yaşında babasının vefatıyla beraber ailenin ekonomik ve sosyal rengi değişir. Konaktan apartman dairesine geçiş yazarın içe dönük ruh yapısının teşekkülünde ve duyarlılığının şekillenmesinde etkili olmuştur. Daha sonra yüksek tahsil için aileden uzaklaşması bakışlarını dış dünyaya çevirmesini Anadolu'yu ve insanını tanıtmasını sağladı. Öğrencilik yıllarında halk edebiyatı ve Orta Asya estetiğinin peşinde idi. Bunu bir ölçüde ilk hikayelerine de yansıttı. (Hava Hanım Öldü) . Gerek sanatkar, gerekse akademik kişiliğinin gelişmesinde hocası Orhan Okay'dan teşvik ve destek gördü. Kendi ifadesiyle, kendini asıl buluşu mezuniyet sonrası yıllara rastlar. 1979 yılında apartmandan tekrar eski, müstakil ve bahçeli bir eve taşınırlar. Böylece sanatkarımız, ruhunu harekete geçiren atmosfere yeniden kavuşur. Daha sonra bir İstanbul seyahatinde hayatına Osmanlı ve Topkapı girer ve bu saray giderek, adeta bir tutkuya dönüşür. Ama onu çeken Osmanlı'nın zaferleri ya da yenilikleri değildir. 'Saray'ı özellikle insani yanı ile yakalamaya çalışır. Bekiroğlu, edebiyata ve özellikle şiire meraklı bir aileden geliyor. Baba ve anne şiiri duyan ve duyuran insanlar. Babası 'Hedef' adlı bir mahalli bir gazetenin sahibiydi. Basılmamış roman denemeleri ve pek çok şiirleri bulunan, tarihe ve bilhassa Osmanlı tarihine meraklı bir zattı. Bekiroğlu 'güzele ilgi duymayı' babasından öğrenmiştir. Okumayı, kendisine sevdiren babasıdır. 'İçinde Bir Sızı Var' hikayesinde kahraman da babasıdır. Bir zamanlar Tanpınar'ın etkisinde kaldığını şu anda bu etki üzerinden attığını söyler. Hayran olduğu Dostoyevski'den insan ruhunun labirentlerini vermesi bakımından etkilenir. Oscar Wilde'ın insan ruhunun evrensel prensipler doğrultusunda ve çok sade çizgilerle hikayeler yazmasından etkilenir. Nun Masalları döneminde Oscar Wilde gibi hikayeler yazmak ister. Nun Masalları'nın sade görünümünde onun etkisinin olduğunu söyler. Mustafa Kutlu'dan teknik anlamda geleneğe yaslanması yönünden etkilenir. Sezai Karakoç'tan geleneğin dönüştürülerek bugün nasıl kullanılabileceğini öğrendiğini söyler.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.