Otuz sekiz yaşındasın ve bu yaşta olması gerekenden çok daha yorgunsun. Daha doğrusu: Yorgun değilsin, tedirginsin, tehlikelerle dolu bu dünyada tek bir adım atmaya çekiniyorsun ki işte bu nedenle iki ayağını birden aynı anda yere basamıyorsun. Yorgun degilsin, aslında bu büyük tedirginliğin arkasından gelecek ağır tükenmişlikten ve Karlsplatz'daki akıl hastanesinin bahçesinde, sadece gözlerini bir noktaya dikerek oturmaktan korkuyorsun (bir Yahudi'sin, korku ve tedirginlik nedir bilirsin).