Milli Mücadele Dönemi Türk-Sovyet İlişkilerinde Mustafa Kemal
Osman OkyarMilli Mücadele Dönemi Türk-Sovyet İlişkilerinde Mustafa Kemal Sözleri ve Alıntıları
Milli Mücadele Dönemi Türk-Sovyet İlişkilerinde Mustafa Kemal sözleri ve alıntılarını, Milli Mücadele Dönemi Türk-Sovyet İlişkilerinde Mustafa Kemal kitap alıntılarını, Milli Mücadele Dönemi Türk-Sovyet İlişkilerinde Mustafa Kemal en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mustafa Kemal, sonu belli olmayan bir maceraya kendini atacak adam değildi. Attığı adımları iyi hesaplayarak ve şartları değerlendirerek realist ve hesaplı bir biçimde hareketi organize etmeliydi.
Sayfa 19Kitabı okudu
Ankara'ya dönen Mustafa Kemal Paşa, Sakarya Muharebesi'nin seyrini mecliste anlattıktan sonra konuşmasını şöyle bitirdi: "Biz savaş değil, barış istiyoruz. Barışa hazırız ve bence buna engel olabilecek sebep yoktur. Yunan ordusu, bizi, meşru ve haklı davamızdan vazgeçirebileceğini düşünüyorsa, bu imkânsızdır." Konuşmasını bitirdikten sonra vatanının kurtarıcısı ve zaferin yaratıcısı Mustafa Kemal Paşa'ya Meclis tarafından Gazi unvanı verildi.
Sayfa 146Kitabı okudu
Yunanlıların, anavatanlarından yüzlerce kilometre uzakta, Anadolu'nun kalesine doğru koşmalarının rasyonel hedefi var mıydı? 1921 yılında, gazeteci olarak Türkiye'de bulunan Arnold Toynbee'ye göre, rasyonel hiçbir hedefi bulunmayan, delicesine bir teşebbüstü, bu Yunan ilerleyişi.
Sayfa 145Kitabı okudu
Stalin, Marx ideolojisine ve Batı düşmanlığına sımsıkı bağlı kalmıştı. Komünizme hiçbir zaman yaklaşmayacağını tahmin ettiği Mustafa Kemal'i sevmemiş, davaya ihanet edeceğine kani olmuştu. Stalin ve yandaşları, komünizme taraftar olan Kafkas etnik gruplarından geliyorlardı; Hristiyan kökenliydiler ve Müslümanlara hasımdılar. Nihayet, karakter yapısı itibariyle Stalin, şüpheci ve kinci idi. Dolayısıyla Türkiye meselesine dar bir açıdan ve düşmanca bakıyordu.
Sayfa 139Kitabı okudu
Lenin, saplantıyı bırakarak dünya şartlarını ve kendi ülkesinin durumunu realist biçimde değerlendirebilen, ufku geniş bir devlet ve fikir adamı olduğunu gösteriyordu. Stalin ise Gürcistan doğumlu, kaba kuvvete inanan, şüpheci ve entrikacı mizaçlı bir politikacıydı.
Sayfa 106Kitabı okudu
M. Kemal Nutuk'ta, baştan beri Türkiye'ye en uygun gelecek rejimin cumhuriyet olduğunu sezdiğini, fakat kamuoyunda saltanata bağlılığın hâlâ ağırlık taşıması dolayısıyla hedefini açıkça telaffuz etmediğini, bunu vicdanında sır gibi sakladığını ve şartlar elverişli oldukça adım adım gerçekleştirmeye çalıştığını söylüyor.
Ön sözKitabı okudu
Mustafa Kemal, milli mücadelenin tüm yönlerinin, askeri olsun, politik olsun, diplomatik olsun sorumluluğunu taşıyan lideri oldu. Neticede, Türk-Sovyet ilişkilerini sonuca vardırdığı gibi, İstiklal Harbi'ni kazandı.
Ön sözKitabı okudu
Mustafa Kemal'in ve etrafındaki kadronun başarısı, açık ve herkesçe kabul edilen, ülkenin içinde ve milletlerarası sahada açıklanan bir hedef etrafında hareket etmeleri olmuştu.
Sayfa 168Kitabı okudu
Netice olarak Mustafa Kemal'in ve Ali Fethi'nin, İtthad ve Terakki'yi, komitecilik yöntemlerine ve şiddet eylemlerine başvurmaktan vazgeçirmek için yürüttükleri çabalar başarısızlıkla bitmiş oluyordu.
Sayfa 33Kitabı okudu
Mustafa Kemal, sonu belli olmayan bir maceraya kendini atacak adam değildi.
Sayfa 19Kitabı okudu
Çoğu Müslüman veya geleneksel olan Asya toplumlarına yeni bir sosyal şuur aşılamak, uzun müddete bağlı olup, zor aşamalar gerektiriyordu. Belki bir potansiyel vardı, fakat zayıftı.
Sayfa 40Kitabı okudu
Askerlik ile siyaset arasında kesin çizgi çizilmemesi, hem demokrasinin normal işleyişini engelliyor, hem sonradan ortaya çıkacağı gibi ordu içinde ayrıcalığa sebep oluyordu.
Sayfa 27Kitabı okudu
Oysa Mustafa Kemal aslında, Milli Mücadele'nin meşrutiyet ve legalite içinde cereyan eden bir hareket olmasını tercih ediyordu. Çünkü, bu mücadelede tüm milleti birleştirmek gerekecekti.
Sayfa 19Kitabı okudu
Osmanlı Devleti için Edirne'nin büyük sembolik kıymeti meydandaydı.
Sayfa 29Kitabı okudu
Moskova Anlaşması ile Ankara rejimi ilk defa, büyük bir devlet tarafından resmen tanınmış oluyor ve milletlerarası statüsü kuvvetleniyordu.
Sayfa 119Kitabı okudu