Kitap, Milliyetçi ve Toplumsal dinamikler üzerine derinlemesine bir inceleme sunmayı hedeflese de, benim için bazı nedenlerden dolayı sevilebilecek bir eser olmaktan uzak.
Öncelikle, Arsalʼın yaklaşımı zaman zaman soyut ve teorik bir düzlemde kalıyor. Bu okuyucuların gerçek hayattaki Milliyetçilik deneyimleriyle bağ kurmasını zorlaştırmıyor mu? O halde Kitap, Milliyet duygusunu ele alırken toplumsal gerçekliklerden uzak bir perspektif sunarak, bu duygunun nasıl oluştuğunu anlamamızı güçleştiriyor.
Ayrıca, yazarın tarihsel ve sosyolojik referansları sık sık yüzeysel kalıyor. Bu durum, kitabın derinliğini azaltıyor ve okuyucularına yeterli bir bağlam sağlamıyor. Milliyetçilik gibi gerek basit, gerek karmaşık bir konuya dair daha zengin ve çeşitli örneklerin sunulmaması, eserin ikna edici olma gücünü zayıflatıyor.
Son olarak, Arsalʼın kullandığı dil ve üslup da eleştiriye gayet açık sanıyorum. Akademik jargonun yoğunluğu, kitabı okurken benim için çoğu zaman anlaşılmaz hale geldi. Artı olarak İslâmdan Uzak Millîyetçiliğe inanmıyorum. Bu iki sebep de kitabın geniş bir kitleye ulaşmasını engelliyor.
Bunlardan mütevellit bu kitap, benim için tatmin edici bir okuma deneyimi sunmuyor ve milliyetçilik üzerine daha kapsamlı, erişilebilir ve güncel kaynaklara yönelmek daha anlamlı bir seçenek olarak görünüyor.