Sosyal Bilimlerde Kavramlar Dizisi

Milliyetçilik

Craig Calhoun

Milliyetçilik Sözleri ve Alıntıları

Milliyetçilik sözleri ve alıntılarını, Milliyetçilik kitap alıntılarını, Milliyetçilik en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendi kendini kandırma, hayatın, hem bireylerin, hem de miletlerin hayatının bir parçasıdır; hepimizin kendimizi ahlaken güvende hissetmemizi sağlar.
Milliyetçilik söylemi, biraz da, modern kapitalist pazarların ve yoğun idari kapasiteleri ve vatandaşlarını savaşa seferber edebilme yetenekleriyle modern devletlerin gelişimine ayak uydurabilecek çap ve biçimde kimliklerin kavramlaştırılması çabası olarak gelişmiştir.
Reklam
Popüler sorun­lara habis -bazen gerçekten hayalci- çözümlerden yana olanlar, genellikle milliyetçilik söylemini dillerinden düşürmezler.
İktisadi, sınıfsal veya entelektüel sadakatsizlik devrimi tehdit eder, ama ırka, dile veya kültüre bağlı sadakatsizlikler, bölünme, irredantizm veya yutulma, devletin sı­nırlarının yeniden çizilmesi, topraklarının yeniden tanımlan­ması tehdidi taşır.
Milliyetçilik, tek bir genel kuramla açıklanamayacak kadar karmaşıktır. Çeşitli milliyetçiliklerin içeriğini ve özgül yönelimlerini, büyük ölçüde tarihten gelen kendine özgü kültürel gelenekler, liderlerin yaratıcı eylemleri ve uluslararası düzendeki tesadüfi durumlar belirler. Milliyetçiliğin, modern dünyanın temel bir söylemsel oluşumu olarak
Milliyetçilik; varolmaya devam eden etnik kimliklerin (Geertz 1963; Smith 1986; Hutcheson 1994); sanayileşmeyle gelen siyasi ve kültürel değişimlerin (Gellner 1964,1983); bütünleşik bir ekonomi ve devletin çeperlerindeki ekonomik eşitsizliğe gösterilen ayrılıkçı tepkilerin (Hechter 1975); eski seçkinlerden ya da komşularından farklı oldukları iddiasındaki yeni seçkinlerin statü kaygılarının ve hınçlarının (Greenfeld 1992); kapitalist ekonomik ilişkileri içindeki devletleri meşrulaştırmaya yönelik bir ideoloji icadının (Hobsbawm 1990) ya da devlet kurmaya eşlik eden merkezileşme ve birliğini sağlama çabalarım pekiştirmenin (Tilly 1975,1990; Mann 1993, 1995) bir sonucu olarak açıklanmıştır.
Reklam
Kısmen uluslararası söylemden ithal edilmiş olsa da, milliyetçiliğin yerinden yeniden icadına ve güçlenmesine yol açan şey, sömürgeciliğin ta kendisidir
Böylelikle, örneğin modern Türk kimliği, bir yandan Osmanlı imparatorluk mirası, İslâm ve Anadolu kültürünün bir harmanı gibi ‘zaten daima’ Türk olarak anlaşılabilecek öncüler üzerine oturtulurken, bir yandan da emperyal olmayan bir devletle, bir ulusla ve (en ünlüsü) Avrupa etkileri taşıyan bir sekülerlikle ilişkili, yepyeni ve farklı bir şey olarak inşa edildi.
Din çatışmaları o kadar yoğundu ki, İtalyan Ana Kraliçe, bunun bir kardeş kavgası olduğunu haykırmak lüzumunu hissetti: ‘Fransızlar, diğer Fransızları Türk yerine koymamalıdır’ (Greenfeld 1992:106). Bu, ulusal birlik adına din farklılıklarının üstüne çıkma erdemini müjdeleyen, erken bir beyandır - ama milliyetçilik, sonraki devrimcilerin kazandırmaya çalıştığı gibi ‘sivil’ değil, hâlâ etno-kültürel bir karakter taşıyordu.
Reklam
Slovenya ve Hırvatistan’ı tanımak için birbirini çiğneyen Batılı güçler, Bosna Hersek’in bağımsızlığını tanımakta hiç acele etmediler.