Merhaba. Arkadaşımın verdiği iki kitaplık bir seriyi okudum ama ne okumak. Bir an kitabı yarıda bırakmak istedim. Dayan az kaldı, diye avuttum. Yarım bırakmadım ama bir çok yeri atlayarak okudum. Kitapta sadece tek bir şeyi beğendim o da Lanie'nin fedakarlığıydı. Aslında kurgusu güzeldi fakat bol cinsel içerik ögesi kitaba gölge düşürmüş. Tamam, bu tarz sahneler olur ama bu kadar da olur mu dedirti.
Lanie ve Noah'ın ilişkisi daha farklı işlenbilirdi bence.
Ben beğenmedim. O yüzden fazla söyleyebilecek bir şeyim yok kitap hakkında.
Delaine, annesi kalp hastası olan yirmi dört yaşında genç bir kız, babası da işsiz kalınca hastane masraflarının altından kalkamayacağının farkında, son çare olarak arkadaşı Dez’in yaptığı iş yapmaya karar veriyor.
Kendisini,alıcılarının kimliklerinin gizli olduğu bir açık arttırmada, iki yıllık bir kontratla ve tam iki milyon dolara, sex kölesi olarak satışa çıkarıyor, üstelik daha önce hiçbir cinsel deneyimi olmamış..
Lane’yi satın alan zengin ve yakışıklı iş adamı, Noah Crowford, eski nişanlısının ihanetine uğrayınca,içerisinde aşkın olmadığı sadece sex e dayalı bir ilişki peşinde bu nedenle böyle bir açık arttırmaya katılıyor.. ( Böyle bir adam sex arkadaşı bulmak için neden açık arttırmaya katılır anlamış değilim,konumuna bakacak olursak çok saçma geliyor bana)
Söylemek zorundayım ki Laine’in masumiyeti Noah’ın evinden içeri girdiği andan itibaren bitiyor, kadın birden bire evrim geçiriyor,tam bir sex delisi hatta bağımlısı haline geliyor Noah bazen kendisini geri çekmek zorunda kaldı, o derece yani tabi yazarın masum kız imajı da inandırıcılığını yitiriyor :)
Kitap bir erkeğin kadına nasıl nirvanaya taşıyacağı öğretmek için iyi bir eğitmen cinsel sahnelerden oluşuyor fantazilerinizi süsleyenlerden. Kurgu var duygular var ama çoğunluk sexin anlatımı betimlemeler ayrıntılı eğer sevimiyorsanız hiç baslamayin kitaba
Kesinlikle okumalısınız diyebileceğim bir kitap değildi. Yazımı ve diyalogları çok basitti beğenemedim yarım bırakmak da istemedim. Sanırım ben fazla betimleme seviyorum
Yalan söylemekten nefret ediyordum çünkü bir yalan her zaman diğerine götürüyordu, bu da en sonunda sizi içinden çıkılmaz bir yalan ağına hapsediyordu.