Kapitalizm kazançtan gayrı hiçbir şeye kutsallık atfetmez. Esas olan kârdır. Kârın maksimizasyonu. Her ne pahasına olursa olsun, kâr! İyi, güzel, doğru, hepsi de masaldır kapitalisün gözünde. Kârlı mı, diye sorar tüccar, yanıt olumluysa, yoluna devam eder. Ayaklarıyla neyin üzerinde tepindiğini aklına bile getirmez. Telâfi edilemez ne hatalar yaptığının farkında bile değildir. Kâr, tıpkı kar gibi, hepsinin üzerini örter.
Siyasetçi tüccarın gözüne bakıyor, tüccar ise siyasetçinin sözüne kulak kesiliyor, buraya kadar normal. Peki ama şu kâr lekesiyle kirlenmemiş hiç mi vicdan yok bu ülkede ki her geçen gün insanımız/ insanlığımız iğrenç beton kütleler arasında eridikçe eriyor?
Kapitalizm seni betona gömüyor ey talib, farkında bile değilsin!
Hem de bu sefer sarığıyla, cübbesiyle, seccadesiyle.