Mina de Vanghel

Stendhal
Fransa’da yaşayan eğitimli, varlıklı genç bir Alman kadın olan Mina de Vanghel, evli bir adama âşık olur. Ancak bu aşk oyunu gerçek bir saplantıya dönüşür ve kadın kahramanı deliliğin eşiğine sürükler. Mina karakteri geleneksel cinsiyet rollerinin tersine çevrilmesini temsil eden güçlü bir kadın olmanın yanı sıra ataerkil ve kadın düşmanı topluma dair somut gerçekliği de yansıtır.
56 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1868
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

56 syf.
·
Puan vermedi
Gerçek bir kahve yanı kitabı ile karşınızdayım. Kahvem ile aynı anda bitirdiğim kısacık ve güzel bir kitaptı. Kitapta babası vefat eden ve hayli zengin olan Mina de vanghelin hikayesi anlatılıyor. Babası gibi felsefeye düşkün ve cümlelerinde süslü betimlemeler kullanıyor. Alman olarak ırkına çok bağlı ve bunu her fırsatta dile getiriyor. Bir gün yaşadığı yerden sıkılıp annesi ile Parise gider ve orda bir baloda hayatının aşkını bulur. Adam evli olduğu için önce kendisiyle çelişir ardından kılık değişip hizmetçi olarak yanlarında çalışır. Aşkı için her şeyi yapmaya hazır tabiri caizse gözü dönmüş bir karakter Mina de vanghel. Kitabı okurken yalanlar üzerine olan mutluluğun elbet son bulacağını çok net öğretti. Kısa ama yoğınn bir kitaptı daha uzun okumayı isterdim. Sonu beklemediğim şekilde bitti acaba farklı bir son olsa mı diye düşündüm. Dili akıcıydı ancak bazı yerlerde gereksiz süslü cümleler vardı. Genel olarak beğendiğim bir kitap oldu
Mina de Vanghel
Mina de VanghelStendhal · Can Yayınları · 202499 okunma
56 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Muazzam
Bu kısa ve tesirli kitap hakkında kısa konuşucam. Kitabın başlarında genç, bilge ve zenginliğiyle göz kamaştıran bir alman leydisi olan Minayı okuyoruz. Birçok talibine rağmen gönlünü evli bir adama kaptırıyor. O adam uğruna yaptığı fedakarlıkları ve yavaş yavaş aklını yitirişini izlemek içimize dokunuyor. O ihtişamlı hayatını geride bırakmak uğruna bir hizmetçi kılığında sevdiği adamın eşine eşlikçi olarak hizmete başlıyor. Ve bunu yalnızca o adamı biraz daha fazla görebilmek adına yapıyor. Aslında aklını yitirdiğini kendisi de fark ediyor ama kendini bir şekilde ikna edip bu yoldan vazgeçmiyor. Daha da ileriye gitmiyorum çünkü okuyanlara sürpriz olması gereken detaylar var. Sonu çok etkileyiciydi içimde bir sızı bıraktı. Kısa ve etkileyici bit klasik olduğunu düşünüyorum. Okunması bir saat bile sürmüyor. Bu platformda bu kitaba dair hiçbir yorum görmemek beni bihayli üzdü. Şans vermenizi dilerim.
Mina de Vanghel
Mina de VanghelStendhal · Can Yayınları · 202499 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
!!DİKKAT!!(SPOİLER İÇERİR) "İçinden geçeceği küçük kasabaların isimleri asil ve eşsiz isimlermiş gibi geldi Mina'ya.Konumlarına dair pitoresk görüntüler canlandırdı zihninde, oralarda yaşayanların talihine gıpta etti." İşte bu cümleleri okuduktan sonra Mina'nın nasıl uç düzeyde duygusal bir durumun içersine düştüğünü anladım ve olacakları tahmin etmek zor değildi.Mina'nın ne yapacağını bilmiyordum ama o cümlelerden itibaren delice bir şeye kalkışacağını biliyordum. Öyle şeyler yaptı ki bu zırvalıklarının o adama duyduğu aşktan bile daha fazla enerjisini harcamak zorunda bıraktığını düşündüm.Belki de sadece normal şekilde, çok da delicesine sevmiyordu onu, belki de sevmişken her şeyini ortaya koyarak sevmek istedi onu. Ya da yabancı bir memlekette hissettiği yalnızlıkta en ufak kafa dengi gördüğü o insana haddinden fazla tutunmuştu, gözünde büyütmüştü...
Mina de Vanghel
Mina de VanghelStendhal · Can Yayınları · 202499 okunma
56 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Mina de Vanghel İncelemesi
Stendhal’den okuduğum ilk kitaptı. Kitabın konusu bi’ kadının evli bi’ adama aşık olmasını ve aşkı uğruna yaptığı fedakarlıklar sonucunda yavaş yavaş aklını yitirmesini konu ediniyor. Kısa ve akıcı klasiklerden birisi diyelim.
Mina de Vanghel
Mina de VanghelStendhal · Can Yayınları · 202499 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
Oluşamamak
Stendhal’in kaleminden çıkan kısacık öykü. Ama öykünün kısalığına oranla karakter sayısı çok fazla öyle ki bazen yarım sayfa sadece karakter adı okudum gibi geldi. Olay örgüsünü anlayana kadar kitabı ortaladım. Ya benim kafam dağınıktı ya da cümleler arasında hava boşluğu fazlaydı diye düşünürken ikincisi daha ağır bastı. Olay örgüsünde bir şey var tıpkı Vanghel’in oluşamayan aşkı gibi. Ama iyi ki Vanghel’le tanıştım diyebiliyorum. İçinde var olduğumuz çevre duygularımızı ne kadar çok etkileyip bizi bir sınıra ya da sınırsızlığa götürüyorun özetidir Sevgili Vanghel. Okumanızı tavsiye ederim kısa zamanda okunulası güzel ve etki bırakacak klasiklerden….
Mina de Vanghel
Mina de VanghelStendhal · Can Yayınları · 202499 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
Stendhal
Stendhal
Kitap Fransa'da yaşayan eğitimli, varlıklı Alman bir kadınının evli bir adama âşık olmasını anlatıyor. Bu aşk kadın için bir saplantıya dönüşür, kadın kahraman deliliğin eşiğine sürüklenir.
Mina de Vanghel
Mina de Vanghel
Mina de Vanghel
Mina de VanghelStendhal · Can Yayınları · 202499 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
Sanırım kitap için en anlamlı söz, aklın yerinde ve zamanında dizginleyemediği duygular, insan da etkisi yıllarca sürecek hasarlar bırakır. sözüdür mutlaka. Varrlıklı genç bir Alman kadın kahramanımız Mina de Vanghel, evli bir adama âşık olur ve bu sayede hikayemiz başlar. Başlamasına başlar hikayemiz ama hikayemizin gidişatı ihtiras, güç gösterisi ve hırsa doğru adım adım ilerler. İnsan ne yazık ki hislerine gem vurmayı çoğu çağda çoğu mekanda ve çoğu yaşamda başaramamıştır. İnsana ne ne kadar uzak olursa insan onun özlemi ile yanar tutuşur kavrulur, hatta bu döngü bir süre sonra insanı tek bir noktaya indirgediği için insanın çoğu algısı kapanır ve tüm olaylara tek pencereden ve istediği şekilde bakmaya başlar. Hayat bir şekilde iyi veya kötü olarak devam etmekle beraber, insanın karşısına ummadığı zamanda ummadığı şeyler çıkarır. Bizleri kısa ama uzun bir ihtiras serüvenine davet ediyor yazarımız.
Mina de Vanghel
Mina de VanghelStendhal · Can Yayınları · 202499 okunma

Yazar Hakkında

Stendhal
StendhalYazar · 30 kitap
Daha çok mahlası Stendhal ile bilinen Fransız Realist yazar. Marie-Henri Beyle (23 Ocak 1783, Grenoble – 23 Mart 1842, Paris), daha çok mahlası Stendhal ile bilinen Fransız Realist yazar. Marie-Henri Beyle, Grenoble'da 23 Ocak 1783 tarihinde burjuva bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası avukat Cherubin Beyle, annesi Hanriette Gagnon'dur. Çok sevdiği annesi 1790 yılında, Stendhal henüz yedi yaşındayken öldü. Stendhal, disiplinli ve muhafazakar kimseler olan teyzesinin babasının etkisi altında büyüdü. 1796'da Grenoble'da bir okula girdiyse de, 30 Ekim 1799'da askeri okulun giriş sınavına katılmak için Paris'teki, kuzeninin de çalışıyor olduğu Savaş Bakanlığı'na gitti. Ertesi yıl ağır süvari birliğinde teğmen olarak İtalya'ya gitti. Bu seyahati sırasında Dimenico Cimarosa ve Gioachino Rossini'nin müziğini ve Vittorio Alfieri'nin eserlerini tanıması için bir fırsat oldu. 1801'de ise Napolyon Bonapart'ın ordusunda görev alarak İtalya seferine çıktı. Bu sefer sırasında bir komutanın asistanı olarak Brescia'da üç ay kaldı ve bu sırada soylu ailelerin evlerinde bulundu; ki bu sürenin onun hayatında ne kadar önemli bir yer tuttuğu, sonradan yayınlanan günlüklerinden anlaşılmaktadır. Yine bu zamanlarda yerel dergilerin yazarlarıyla tanışıp Romantik edebiyatı öğrendi. 1802'de bu bölgeden ayrılarak Almanya, Avusturya ve Rusya'da bazı askeri görevlerde bulundu, ama asla savaşa katılmadı. Aynı yıl, hayatı boyunca aşık olduğu onlarca kadından ilki olan Madame Rebuffel'in peşinden Marsilya'ya gitti. Orada ticarete atıldıysa da başarısız oldu. Bu ve bunu takip eden olayların ve yılların, Kırmızı ve Siyah romanının baş karakteri Julien Sorel'in karakterinin detaylarının çizilmesine büyük katkı sağladığı düşünülmektedir. 1812'de Napolyon ile birlikte Rus seferine katıldı ve Moskova'nın baştan sonra yanışına şahit oldu. Napolyon'un büyük ordusundan sağ kalmayı başaran az sayıdaki askerden olan Stendhal, notlarının önemli bir kısmını, ordu Rusya'dan geri çekilirken kaybetti. Ayrıca o zamana kadar yüzlerce takma isim kullanan yazar, Stendhal ismini bu sıralarda seçmiştir. 1814'te Napolyon'un düşüşünden sonra Milano'ya yerleşmiş ve burada da Angéla Pietragrua'ya aşık olmuştur. Ertesi yıl Parma'yı ziyaret etmiş ve bu seyahati, üçüncü romanı olan Parma Manastırı'na ilham kaynağı olmuştur. 1817'de ise İtalya'daki izlenimlerini anlatan ve İtalya'ya olan hayranlığının simgesine dönüşen Roma, Napoli ve Floransa kitabını yazmıştır. 1818'de Napolyon'un Hayatı'nı yazmaya başlamıştır. Bu sırada da mutsuz bir aşk yaşayacağı Mathilde Dembowski ile tanışmıştır. 1821'de ise yasadışı bir İtalyan örgütüne üye olduğu suçlamasıyla Milano'dan uzaklaştırılmıştır. Stendhal bunun üzerine Batı Avrupa'yı dolaşmaya başlamıştır. Bu yolculuklar sırasındaki tecrübeleri, düşünceleri ve hisler, sonradan yazacağı romanların ana şeklini oluşturmuştur. 1827'de ilk roman Armance'ı, üç yıl sonra da Kırmızı ve Siyah'ı yazmıştır. 1831'de ise Trieste'ye giderek bir süre konsolosluk yapmıştır. 1839'da Parma Manastırı'nı yazmayı bitirdikten sonra, gençliğinde yaptığı İtalya seyahatlerinden birinde kaptığı frengi hastalığı etkilerini göstermeye başlamıştır. 1841'de geçici bir felce uğramış, daha sonradan da birçok benzer sıkıntılar yaşamıştır. Ve Paris sokaklarında yürürken bayılıp kaldırım kenarına yığılmasından birkaç saat sonra, 1842 yılının 22 Mart'ı 23 Mart'a bağlayan gecesinde vefat etmiştir. Mezarı Montmarte Mezarlığı'ndadır.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.