Tutkular vardır, gün ışığında göksel ezgileri neşeyle söylendiği halde, gecenin örtüsü altında tıslayan ve ısıran, coşkuyla ağırlaşmış şişmanlamışken kader ve ıstırabın iskeletine dönüşebilen tutkular vardır.
Görünüşte yumuşak huylu olan, ama aniden kurtlardan daha yırtıcı, sırtlanlardan daha tehlikeli tutkular vardır, gülden bile hoş kokarken leş kargasından ve kokarcadan kötü kokmaya başlayan tutkular da.
Kitabı alırken tereddütlerim vardı, yazar ile ilgili herhangi bir bilgim olmadığı için sıradan bir kurgu sıradan öğütler olmamasını umdum.
İlk sayfalarda olayı Nuh’un hikayesine bağlaması bana Eyvah! dedirtti.
Kitabın içindeki kitabın teslimatı yapılana kadar geçen olaylar ve olayların anlatımı tarzı, ben de moral bozukluğu yarattı ve “galiba bu kitabı bitiremeyeceğim” dedirtti.
Ancak Midrad’ın öğrencilerine verdiği dersler yazarın şiirsel dili ile birleşince, çok keyifli bir okuma başladı. Tabii burada tercüme edenin başarısını da atlamamak gerekli. Editör Birol Gündoğdu ve Merve Duygun harika bir iş çıkarmışlar.
Nerdeyse Böyle Buyurdu Zerdüş kıvamında bir kitap.
Tek takıldığım nokta arka kapakta sadece Osho’nun kitap hakkında sözlerinin olması. Farklı bir iki tanıdık kişiden de üç beş cümle görme isterdim.
Okuyacaklara, yazarın hayatı ile ilgili kısa bir bilgi edinmelerini ve okumaya öyle başlamalarını tavsiye ederim.