Beyazlar için bir parça toprağın ötekinden ayrımı yoktur. Beyaz Adam, topraktan almak istediğini almaya bakar ve sonra yoluna devam eder. Çünkü toprak, beyaz adamın dostu değil, düşmanıdır. Beyaz Adam topraktan istediğini alınca başka serüvenlere atılır. Beyaz Adam anası olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alınıp satılacak, işlenecek, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar. Onun bu ihtirasıdır ki toprakları çölleştirecek ve her şeyi yiyip bitirecektir.
Beyaz adamın kurduğu kentleri de anlayamayız biz Kızılderililer.
Bu kentlerde huzur ve barış yoktur. Beyaz adamın kurduğu kentlerde çiçeğin taç yapraklarını açarken çıkardığı sesler, bir kelebeğin uçarken çıkardığı kanat sesleri duyulmaz.
Belki vahşi olduğum için anlamıyorum; ben ve halkım için önemli olan şeyler oldukça başka. İnsan bir su birikintisinin çevresinde toplanmış kurbağaların, ağaçlardaki kuşların ve doğanın seslerini duymadıkça, yaşamın ne anlamı, ne değeri olur?
Sayfa 109 - ABD Başkanı Franklin Pierce'in 1854 yılında Kızılderililerin reisine topraklarını satmaları için yazdığı mektuba Reis SEATTLE'ın verdiği yanıtKitabı okudu
Sıradan insan en gizemli olayları bile sıradan görür, şair ise en sıradan olaylar bile sadece aklının değil, gönlünün de gözüyle görür. Şairi yapan herhalde budur.
Jack yavaşlamadan önce takometreye baktı: Hız limitinin 50 olduğu yerde 73 ile gidiyordu ve son dört ay içerisinde dördüncü defa polis tarafından durduruluyordu. Bir insan nasıl bu kadar şanssız olabilirdi?
Jack arabasını sağa çekti. “İnşallah şu anda yanımızdan daha hızlı bir araba geçer” diye düşünüyordu.
Polis elinde kalın bir not defteri