Miskinler Tekkesi sözleri ve alıntılarını, Miskinler Tekkesi kitap alıntılarını, Miskinler Tekkesi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Işıkların yeni yanmaya başladığı, yorgun insanların somun gibi şişen yüreklerle şuraya, buraya dağıldığı bulanık saatlerde sokaklar bana uçsuz bucaksız malikânelerim gibi görünüyordu.
Felek yeter daha mı vakf-ı ıstırap olayım
Bırak ki ben de ölüp tû-me-i gûrap olayım
Kemiklerim çürüsün bir avuç turab olayım
Safa-yı ömr gibi birden nakş-i ber'ab olayım
Bir kalabalık meclise giren adamda garip bir kuruntu vardır. Bütün o kalabalığı kendine bakmak, boyunbağındaki bir türlü düzelemeyen çarpıklıktan pantolonunun dikiş yerlerindeki parlaklığa varıncaya kadar bütün açık ve gizli ayıplarını aramak için oraya toplanmış sanır, nereye basacağını, ellerini nereye saklayacağını şaşırır. O dakikada o kalabalığı meydana getiren insanlardan herbirinin de kimbilir hangi ayıbı saklamak, hangi çorap deliğinin hangi pantolon paçasından, hangi içine kıvrılmış kirli gömlek kolunun hangi ceket kolundan fırladığını görmek kaygısıyle kendinden başkasını göremeyecek halde olduğunu düşünmez; hele bu insanlardan birçoğunun kimbilir hangi korku veya utancı bastırmak için yüksek sesle gülüp şakalaştığını hiç anlayamaz.
“Kimsenin beni tanımayacağı ve hor görmek için sebep aramayacağı bir yerde izimi kaybetmek ve yapayalnız büyük göçe hazırlanmak. Dünyada gerçek saadet budur.”