Beyaz Balina

Moby Dick

Herman Melville

Quotes

See All
İnsan bir işin bozuk bir yanını sezinlemiş, ama bu işe de bir kere girmişse, farkına varmadan kuşkularını kendisinden bile gizlemeye çalışır
Sayfa 149Kitabı okudu
Neden herkesin bildiği bir atasözü “ölüler masal anlatmaz” der, ölülerde Goodwin kumlarındaki gemi mezarlığından daha çok sır varken? Niçin böyle acı bir sözü, bu dünyadan daha dün gidenler için söylüyoruz da, yaşayan dünyanın en uzak Hint adalarına gidenler için söylemiyoruz? Neden hayat sigortaları ölümsüz ruhlar için ölüm parası verirler? Aşağı yukarı altmış yüzyıl önce ölen Adem babamız, nasıl oluyor da sonsuz ve hareketsiz bir durgunluk içinde, ölümle umutsuzca büyülenmişçesine yatıyor hâlâ? Niçin bir yandan ölülerin anlatılmaz bir mutluluk içinde yattıklarını ileri sürer, bir yandan da ölenler söz konusu olunca avunma nedir bilmeyiz? Niçin tüm yaşayanlar, tüm ölülerin susmasını isterler? O kadar ki, bir mezarda bir tıkırtı olsa, korkudan bütün kentin aklı başından gider. Bunlar boş değil, bir anlamı olsa gerek bunların.
Reklam
Yaşam dediğimiz bu acayip, bu karmakarışık işte, öyle garip anlar olur ki, insan şu koca evreni büyük bir şaka olarak görür. Bu şakayı pek anlamasa bile, kendisiyle alay edildiği kuşkusuna düşer. Gene de yürekli kalır,
Sayfa 293Kitabı okudu
Her ikisini de, karayı da denizi de şöyle bir düşünün. Kendi benliğinizle bu iki şey arasında garip bir benzerlik sezmiyor musunuz acaba? Çünkü tıpkı o korkunç okyanusun yeşil toprağı çevrelediği gibi, insanoğlunun ruhunda da huzur ve sevinçle dolu bir Tahiti adası vardır; ve yarı yarıya gizemli kalan bir yaşam, olanca korkunçluğuyla bu adayı çepeçevre sarar. Tanrı seni korusun! Bu adadan uzaklaşma sakın; bir daha geri dönemezsin.
Sayfa 347Kitabı okudu
En büyük boy bir ispermeçet balinasının kuyruğu, gövdenin nerdeyse bir insan eni kadar inceldiği noktada başlar, ve bu kuyruğun sadece üst yüzü bile, on beş yirmi metrekaredir en azından. Başladığı yerde sıkı ve yuvarlak olan bu kuyruk, iki geniş, sağlam ve yassı kanat halinde uzanır; kalınlığı gittikçe azalarak bir iki parmağa iner. Birleştikleri noktada, kuyruğun bu iki bölümü hafifçe üst üste gelir; sonra iki kanat gibi yanlamasına ayrılıp, ortalarda geniş bir boşluk bırakır. Bu büyük kütlenin gücü yetmiyormuş gibi, deniz canavarının tüm gövdesinde, kas ve sinir liflerinden oluşmuş sıkı bir doku vardır. Bunlar iki böğründen geçerek kuyruk kanatlarına iner, onlarda kaynaşıp güçlerini büsbütün arttırırlar. Böylece balinanın o sonsuz gücünün tümü, bir tek yerinde, yani kuyruğunda toplanmış gibi olur. Maddeyi ezip yok etmenin yolu olsaydı, ancak balina kuyruğuyla yapılabilirdi bu iş. Bu eşsiz güç, kuyruk devinimlerinin kıvrak ve güzel olmalarına hiç de engel değildir. Bir dev gücünü taşıyan o kuyruk, bir çocuk rahatlığıyla oynar. Hatta kuyruğun o korkunç güzelliğini yapan da budur. Anlattığım kuyruğun öyle ince bir esnekliği vardır ki, ister sevinç, ister ağırbaşlılık, ister öfke, ister herhangi başka bir duyguyla oynasın; eşsiz bir zarafetle doludur tüm kıpırdayışları. Hiçbir perinin kolu, güzellikte onunla boy ölçüşemez. Bu kuyruğun beş büyük devinimi vardır: Birinci deviniminde kuyruk yüzerken yüzgeç olarak kullanılır; ikincisinde savaşırken topuz olarak; üçüncüsünde çevreyi silip süpürmeye; dördüncüsünde havaya fırlamaya; beşincisinde de dalmaya yarar.
Sayfa 458Kitabı okudu
Yunus, dizginsiz bir kargaşalığın fırıl fırıl dönen derinliğine öyle bir iniş iniyor ki, kendini bekleyen açılmış ağza ne zaman girdiğinin farkına bile varmıyor. Ve balina, beyaz dişlerini, Yunus'un zindanına bir parmaklık gibi şırak diye indiriyor. İşte o zaman Yunus, balığın karnından Tanrıya yalvarıyor. Şimdi Yunus'un duasını dinleyin de ders alın bundan: Günahları çok büyük olan Yunus, hemen kurtulmak için ağlayıp sızlamıyor. Bu korkunç cezayı hak ettiğini biliyor. Tüm kurtuluş umudunu Tanrıya bağlıyor. Ve artık yalnız bununla yetinerek, bütün dertlerine, acılarına karşın, Tanrının kutsal varlığına yüz sürüyor. İşte, gemici kardeşlerim, gerçekten, yürekten pişmanlık buna derler. Yunus bağışlanmak istemiyor, cezasına şükrediyor. Bu davranışının Tanrıya ne denli hoş göründüğünü, sonradan, Yunus'un denizden ve balinadan kurtulmasıyla anlıyoruz. Gemici kardeşlerim, Yunus'u gözünüzün önüne getirişim, onun günahından değil, pişmanlığından örnek almanız içindir. Günah işlemeyin, ama işlerseniz, Yunus gibi pişman olmaya bakın."
Reklam
Asıl sıkıntı, içindeki ilk kaynaktan, ruhundan geliyordu. Ruhu uykuda, kendi uyanıkken, onu sürükleyen, bir araç olarak kullanan düşüncenin köleliğinden kurtuluyor, bir an için o düşüncelerden kaçmak olanağını buluyordu. Ama düşünce ruhtan ayrı bir varlık olamayacağı için, her ikisini de, istediği tek şeyin boyunduruğu altına almak zorundaydı. Bu amaç uğruna, önüne çıkacak tüm tanrılara, tüm şeytanlara karşı koyacak, hepsine birden kafa tutacaktı. Böylece tutkusu ondan ayrı, bağımsız bir güç haline gelmişti; öyle ki, kendisi bile korkup kaçıyordu ondan. Kamarasından fırlayıp çıkan adam, boşalmış bir kabuk, uyurgezer ruhsuz bir varlık gibiydi. Yaşayan bir ışık yok değildi gözlerinde, ama hiçbir şeyi aydınlatamayan bu ışık, karanlığın ta kendisiydi. Tanrı yardımcın olsun! Düşüncelerin bir başka adam yaratmış senin içinde. Kendini bir Prometheus'a çevirmişsin azgın kafanla! Bir akbaba her gün gelip yiyecek yüreğini senin, kendi yarattığın bir akbaba!
Sayfa 267Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.