...Balinanın kulağı da gözü kadar ilginçtir. Balina irkina hepten yabancıysanız saatlerce bu iki başı arayıp bu organı bulamayabilirsiniz. Kulakların şöyle ya da böyle bir kepçesi yoktur; kulak deliğinin içinede bir tüy kalem bile sokamazsınız, o kadar küçüktür. Gözün hemen arkasında yerleşmiştir. Kulaklar bakımından ispermeçet balinasıyla doğru balina arasında önemli bir fark gözlenir. İlkinin kulağında dışarı açılan bir delik varken diğerininki tamamen ve dümdüz bir zarla kaplıdır ve dışarıdan fark edilemez.
Bir insanın kalıntılarını örtmeyen o siyah pervazlı mermerlerde ne acı bilinmezlikler vardır! O değişmez yazıtlarda ne büyük bir çaresizlik! Tüm inancı kemirirmiş gibi görünen ve bir mezarları olmadan, yersiz yurtsuz can vermiş varlıklardan yeniden dirilişi esirgeyen o satırlarda ne ölümcül boşluklar ve beklenmedik vefasızlıklar vardır!
Çünkü hiçbir insan, gözleri kapalı olmadığı sürece kendi kimliğini asla doğru bir şekilde hissedemez; sanki aydınlık, kilden ibaret kısmımıza daha uyumlu olsa da, aslında karanlık, öz varlığımız için daha münasip olan ortammış gibi.