Hitler' in dili ve retoriği, hastalık, enfeksiyon, haşere istilası, kokuşma, Veba gibi ifadelerle doluydu.
Hristiyanlık ile bolşevizmi frengi ve vebayla kıyaslardı; Yahudilerden, basiller, çürütücü mikroplar ya da haşarat diye söz ederdi. "Yahudi virüsünün keşfi" demişti
Himmler' e 1942 de "dünyanın en büyük devrimlerinden biridir. Bugün sürdürdüğümüz savaş, son yüzyılda Pasteur ve Koch'un verdiği savaşla aynı şeydir. Yahudi virüsünden kaynaklanan öyle çok hastalık var ki ... Sağlığımıza, ancak Yahudi' leri elimine edince kavuşacağız.
Aynı yılın Ekiminde Hitler "Vebayı yok ederek insanlığa hizmet edeceğiz" diye ilan etmişti .
Hitler' in infazcıları da Yahudilerin
yok edilmesinden (iyileşme), (özarınma),
Judensauberung (Yahudilarin temizlenmesi) diye söz edeceklerdi.
Goebbels 5 Kasım 1941 de Das Reich' da yayınlanan makalesinde Davut Yıldızı işareti taşıma zorunluluğunu "hijyenik bir korunma" önlemi olarak adlandırmıştı.
Yani [Auschwitz] modern fabrika sisteminin sıradan bir uzantısıydı. Mal üretmek yerine, hammadde insanlardı ve son ürün ise ölümdü; yöneticinin üretim çizelgesinde, günde şu kadar birim diye özenle belirtilmişti.
"Napalm üreten kimya fabrikalarında çalışan işçiler yanan bebeklerin sorumluluğunu kabul ederler mi?" diye soruyor Kren Rappoport.
"Bu işçilerin, onların sorumlu olduğunu pekala düşünen başkalarının varlığından haberi varmı?"
Yok tabii ki.
Onları bunu düşünmeye zorlayan bürokratik bir neden yok. Bebek yakma işleminin küçük özel amaçlı işlere bölünüp sonra da bu işlerin birbirinden ayrılmaları, katılanların sonuçla bağlantılarını farketmesini konu dışı ve başarması çok zor kılar.
Napalmı yapanın tek tek işçilerden herhangi biri değil, kimya fabrikası olduğunu da unutmayalım.
"Auschwitz'i doğuran ideoloji ve sistem olduğu gibi duruyor.
Bu ulus devletin denetim dışı olduğu ve düşünülemeyecek boyutlarda bir toplumsal yamyamlık eylemini başlatabileceği anlamına gelir.
Eğer kontrol edilmezse tüm uygarlığı ateşe atıp yok edebilir.
O, bir insanlık misyonunu taşıyamaz; onun tecavüzü yasal ya da ahlaksal kanunlarla denetlenemez; vicdanı yoktur.
(Henry L. Feingold)