(...) avrupa'nın yaşadığı büyük yıkım, bireylik duygusunu gerçeklikten koparmış, bu da modernizmin sonunu hazırlamıştı. artık "verili dünyanın anlamlandırılması" durumu yaşanıyordu. çünkü gerçeklik [sahicilik] duygusu, bireyliğin son kerteye çıktığı yerde bile kendine bir dayanak arar. Hugo von Hofmannsthal'ın, "hayatın çözümlenmesi ve hayattan kaçış" biçiminde anlattığı modernlik, anlamını en çok bu dönemde bulur.