Edebiyatın Dünü ve Yarını

Modernizm ve Postmodernizm

Semih Gümüş

Modernizm ve Postmodernizm Posts

You can find Modernizm ve Postmodernizm books, Modernizm ve Postmodernizm quotes and quotes, Modernizm ve Postmodernizm authors, Modernizm ve Postmodernizm reviews and reviews on 1000Kitap.
Postmodernin edebiyat kültürünü toplumun bütün hücrelerine yaygınlaştırma savları bir yandan modernizmin bireyselliğe, yaratıcılığa, özgünlüğe inanan gücünü silmeye yönelikse, öte yandan da metalaştırılan edebiyatın alıcısını çoğaltma, böylece seçkinciliği karalar gibi yapıp sokağın ortalama değerlerini edebiyatın gerçek değerleriymiş gibi gösterme amacına dayanıyordu.
Çağdaş Türk romanında bireyin, tek başına yaşayan insanların gerçekliğini yazma düşüncesinin ikincil görüldüğü başlangıç döneminde, Kurtuluş Savaşı’nın ulusal gururunun, Cumhuriyet sonrasının görev ahlakının, anlatılması zorunlu bir gerçeklik olarak yazarların önüne çıkan Anadolu’nun, birbirinden ayrılmaz üç kaygı olarak bir arada bulunduğu yerde, toplumsal sorunları tek temel kaygı gören bir roman anlayışı kurulmaya başladı. Bu kaygı edebiyatımızın atardamarını genişletip güçlendirirken sonra gelen seksen yıllık tarihine suyu veren bir baraj kurup bütün anlayışları kendinde toplamaya başladı. Çağdaş Türk edebiyatının temel çizgileri böyle belirlenmeye başladı. O çizgilerin içine harcı dökenler de bu edebiyat anlayışının çimentosu oldu.
Reklam
Türk edebiyatının geleneksel ana damarında ilk çatlağı yaratıp ayrı bir varoluş yolu çizmiş, en büyük değişimi başlatmış, ilk büyük yenilikçiydi Nâzım Hikmet ... Serbest nazmın Türk şiirinde daha 1920’lerdeki yaratıcısı olmakla kalmayıp edebiyatımızda bilinmeyen bir serbest nazım biçimi yaratmanın öncüsüdür Nâzım Hikmet.
Tanpınar boşuna yüceltmez. Yahya Kemal’i, “Türkçe hakiki bir şaire muhtaçtı. Yahya Kemal işte böyle bir zamanda geldi. Ve bu gelişle şiirimizin havası baştan başa değişti,” diye karşılamıştı. Edebiyatımızın bir kuşağı onun çevresinde toplanmış ve dönemin edebiyatına verilmiş en görkemli karşılık olarak genç şairleri etkilemiştir. “Hiçbirimiz Türkçeyi onun kadar sevmedik,” derken Tanpınar, bir kanadını Osmanlı’ya germiş bir şairden değil, yeni Türk edebiyatının geleceğine kanat çırpan bir kurucudan söz ediyordu.
Bizde moderniteyle Cumhuriyet’in kuruluş süreci özdeşleştirilemez. Batılılaşmaydı asıl sorun, ama modernizm değildi. Paul de Man, “Tarih ile modernliğin edebiyat ile modernlikten bile daha uyuşmaz olabileceğinin farkında olmadan, bu terimi bir tarihsel dönemleştirme aracı olarak kullanırız,” diyor ki, modernizmi kendi tarihimiz için kullanmakta herhalde çok daha zorlanırız. Bizde geleneksel ve katı olana Batılı değerleri ekleyerek bulduğumuz yöndür Cumhuriyet ideolojisi; Kemalizm bu çizgiyi tanımlar, ama modernizmi değil. Yoksa uluslaşma ve yeni Türkiye ülküsünün ardına düşen yazarların modernizmle iç içe geçmeye başlamaları gerekirdi. Oysa ne Halide Edip keşfetmişti modernizmi, ne Yakup Kadri’nin kalıpları, ne Refik Halid Karay’ın muhalefeti, ne de Reşat Nuri Güntekin’in edebiyatın değerlerini öne çıkaran tutumu. Onlar da anlatamamışsa, toplumsal ve siyasal bir çözülmenin beklenmesi gerekecekti. 1950’ler, bu açıdan bakıldığında da modernizmin, tarihsel değil, ama hem düşünsel, hem yazınsal bir olgu olarak önümüze gecikmeksizin içine girilmesi zorunlu bir dünya serdiğini anlatmaya başlamıştı.
Edebiyat, yalnızca kendi gördüklerimizde oluşmaz. Kişisel seçimlerimiz, beğendiğimiz ya da beğenmediğimiz boyalarla yaptığımız resmin yanına başkalarının yaptıkları da asılmalıdır ki, bir edebiyatı bütün renkleriyle izleyebilelim. Romanları yüz binlerce satılan yazarların aldıkları yerin yanında, bin tane satılması bile kolay olmayan romanlar, okurun yanına yanaşmadığı şiir kitapları da yer alacaktır ki, birini öbüründen değerli ya da değersiz sayma bilisizliğine edebiyatın şans tanımadığı görülebilsin.
Reklam
303 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.