Molla Sadra ve Sühreverdi Dersleri

Ozan Kemal Sarıalioğlu

Most Liked Molla Sadra ve Sühreverdi Dersleri Quotes

You can find Most Liked Molla Sadra ve Sühreverdi Dersleri quotes, most liked Molla Sadra ve Sühreverdi Dersleri book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Bizim bu alemdeki varlığımız zamanla birliktedir ve sü­rekli değişim halindedir.
Sayfa 329
Ruhani olmayan bir idrak yoktur. Kavrayış, idrak ve ruhaniyetle aynı cinstendir.
Sayfa 117 - Maddeye karışan, onunla da bütünleşen ruhaniyet.. birbirinden ayrı lakin birbirine denk, ruh ve beden misali.
Reklam
Akıl, Hak Teala'nın ilminin şuûnundandır.
Sayfa 101
İbn Sina "Ruh bedene taalluk etmektedir" diyor. Ayniye diye çok ayrıntılı bir kasidesi var orada ruhu bir ruhani güvercine benzetiyor. O gü­vercin geliyor ve bedene konuyor. Onun felsefesinde de ruh ve beden ayrımı söz konusudur. Be­denin anne rahminde cenin şeklinde bulunduğu ve çeşitli aşama­lardan geçtiği sırada ayette de geçen ilahi ruhun üflenmesiyle nef­sin oluştuğu söyleniyor. İbn Sina'nın görüşü bu şekildedir. Aristo da böyle düşünüyordu, Eflatun da böyle düşünüyordu. Batı felse­fesinde bu düalizmi çok açık hale getiren kişi meşhur Fransız fi­lozofu Rene Descartes oldu. Descartes "Düşünüyorum öyleyse varım." dedi. Böylece insa­nın temelini düşünce olarak gördü. Düşünce ise bedene ait değildi. O, bu sözüyle "ben düşünceyim" demiş oldu. Descartes'in düşün­ceyle başlarken başlangıçtaki sorunu bedene ulaşamamış olmasıydı. Çünkü düşünme dışındaki her şeyden şüphe etti. Sonra mademki şüphe ediyorum, şüphe etmek bir düşüncedir. Şüphe ettiğimden şüphem yok. Şüphe ettiğime, yani düşündüğüme göre o halde ben varım dedi. Böylece felsefesinin temelini düşünce üzerine kurdu.
Sayfa 111
Birbirini çiğneyerek kat çıkıyor üstelik.. :)
(...) Halbuki insan sadece ev yapmak için yara­tılmamıştı.
Sayfa 348
O yüklerin ışıltısından ki kurtulmak gerek..
Birkaç tüccar bir gemiye inciler ve mü­cevherler yükledi. Gemi aniden fırtınaya yakalandı. Çiftçiler dediler ki, gemide ne kadar yük varsa hepsini denize atın ki, gemi hafiflesin. Tüccarlar da böyle yaptılar, canları tehlikede olduğu için tüm mücevherlerini denize döktüler. Bu şekilde kurtuldular ve kıyıya çıktıklarında artık o mücevherlerin bah­sini bile etmediler. Yani bir anda tüm bağlarını kopardılar.
Sayfa 366
Reklam
66 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.