Yıllar önce, ortaokuldayken Türkçe öğretmenimiz bu kitabı okumamızı istemiş, ardından sınıfa gelip şu soruyu sormuştu: Sizce zaman nedir?
Bu sorunun ardından da bir başka soru gelmişti. Şimdi yaptıklarımızın esas amacı ne?
O zaman bu soruların anlamını anlamamış, çok saçma bulmuştum ama kitabı okuduktan sonra ve olgunlaşmış zihniyetimle daha iyi anlamaya başladım. Kitap, Momo adlı kimsesiz küçük bir kızın insanları nasıl kurtardığını anlatıyor. Hatta insanları demek az kalır, tüm dünyayı! Zamanımızın ne kadar değerli olduğunu, kendimizi sıkıcı ve sürekli işlerimizden soyutlayıp biraz olsun kafamızı kaldırıp etrafımızdaki güzellikleri görmemizi sağlıyor, hayal dünyamızın zenginlikleri yerine etrafı duvarla örülü odalarda oynanan oyunların bizi nasıl kısıtladığını anlatıyor. Arkadaşlığın önemini, her şeyin küçük ölçütlerle güzel göründüğünü, büyüdükçe insanın yalnızlaştığını gösteriyor. Değerli zamanımızı, nasıl har vurup harman savurduğumuzu öyle sinsi bir dille anlatıyor ki kitap bittiğinde şaşıp kalıyorsunuz. Kitabı okurken, zamanın aslında bizim şekillendirdiğimiz bir bulut olduğunu düşündüm. Nasıl düzenlersek, öyle işliyordu hayatımıza. Çocuk kitabı gibi görünüyor belki ama içi felsefe dolu. Üstelik yan karakterleri de çok etkileyici. Turist rehberi Gigi, Çöpçü Beppo ve hatta Duman Adamlar. Hepsi farklı gerçeklerin sembolü. Umarım kitabı okurken sizde zamanın bizim bildiğimizden daha farklı olduğunu düşünürsünüz. Kendi zamanınızı şekillendirmeniz, dilekleriyle.