“Her şeyin bir hikayesi vardır.Her şeyin ve herkesin.”
Edgar, okulu her tatil olduğunda veya canı her sıkıldığında babasının büyük büyük amcası olan Montague’nin evine gider ve anlattığı korkunç ve etkileyici hikayeleri dinler.
Montague amca çok gizemli biridir.Öyle ki Edgar’ın babası bile onun hakkında kişisel vb. hiçbir şey bilmez.Evi de bir o kadar ilginçtir.Bir sürü ayak sesleri gelir, evin hizmetçisi Franz Edgar’a hiç görünmeden çay ve bisküvi servisi yapar.Ev hep çok soğuktur, hiç ısınmaz.Hikayeler dinlediği odanın duvarında bir sürü eşyalar vardır ve tabi ki her birininde hikayesi.
Böylece biz de Edgar’la beraber Montague amcanın oturma odasındaki sıcacık şöminenin önünde oturup, onun anlattığı dehşet hikayeleri dinliyoruz.
İçerisinde 10 tane hikaye var kitabımızın ve ayrıca resimli.Hikayelerden biri Türkiye’de, Urfa şehrinde geçiyor hatta.Her biri ayrı şaşırtıcı ve korkutucu.Hiçbirinin sonu iyi bitmiyor.Hatta en sonunda da Montague amcanın hikayesini okuyor ve kendisiyle ilgili ilginç şeyler öğreniyoruz.Sadece çocukların değil büyüklerinde okuyabileceği bir kitap.Kitaplığımda duruyordu ve tekrar okumak istedim, iyi geldi.3 kitaplık bir seri.Ben de ikincisine başlayacağım.
