Esnafla mahalleli arasındaki dürüst ve samimi gelenek, çiftçinin emeği, işçinin alın teri gibi pek çok ahlaki düstur, bugün banka reklamlarının sloganlarına meze ediliyor. İzleyen heskesin bam teline dokunan, bir anne veya babanın çocuğu için ortaya koyduğu fedakarlık öyküsünün sonunda gözümüzden dökülen yaşları silerken bir sigorta şirketinin logosuyla karşılaşmamızın altında da aynı ahlaksız teklif yatıyor. Hedef müşteri kitlesi kadınlar olan her ürünün özgürlük, egemenlik gibi kulağa hoş gelebilecek(!) kavramlarla vurgulanması, gençlerin içinden geldiği gibi, başına buyruk ve çılgınca davranmasını öğütleyen markalarla kendilerini "daha farklı" ifade edebileceklerinden dem vurulması da boşuna değil elbette.
Mısırın başkenti Kahire'de Hüsnü Mübarek ve devrimciler arasında yaşanan çatışmalarda oradaki camide mahsur kalan bir Türk gazeteci olan Metin'in anısı; Metin, kollarına kalemle bir şeyler karalayan çocukları görür. Sorduğunda ise "Bize bir şey olursa ailemiz kolayca bulsun diye, onların adını ve telefon numaralarını yazıyoruz." cevabını alır. Dışarıya ölü veya diri çıkacağı belli olmadığından o da kalemi eline alır, en yakın arkadaşının adını ve numarasını koluna yazar.
Esnafla mahalleli arasındaki dürüst ve samimi gelenek, çiftçinin emeği, işçinin alın teri gibi pek çok ahlaki düstur, bugün banka reklamlarının sloganlarına meze ediliyor. İzleyen heskesin bam teline dokunan, bir anne veya babanın çocuğu için ortaya koyduğu fedakarlık öyküsünün sonunda gözümüzden dökülen yaşları silerken bir sigorta şirketinin logosuyla karşılaşmamızın altında da aynı ahlaksız teklif yatıyor. Hedef müşteri kitlesi kadınlar olan her ürünün özgürlük, egemenlik gibi kulağa hoş gelebilecek(!) kavramlarla vurgulanması, gençlerin içinden geldiği gibi, başına buyruk ve çılgınca davranmasını öğütleyen markalarla kendilerini "daha farklı" ifade edebileceklerinden dem vurulması da boşuna değil elbette.