Ne yani! Hepsi bu kadar mı? Sonunda mutlu mesut bir yaşama kavuşma hikayesini içeren bir kitaptan, anlatılan hikayenin özeti gibi, bir filmin fragmanı gibi (bu arada filmi var kitabın) çarçabuk bitmesini mi okudum ben yani? sorusu aklınıza gelebilir. Bu kadar basit ve sade bir anlatımla bu kitaptan hiçbir şekilde etkilenmeyebilirsiniz de. Zira içinde duygulara yüklenme yok, ajitasyon yok. Olan her şey olduğu gibi anlatılıyor. Basitçe; Moise (Musa) doğumdan sonra annesi tarafından terk edilen, ergenlik döneminde ise babası tarafından terk edilen Yahudi bir çocuk. Annesiz yaşamın tadını almakla kalmayıp, babasız yaşamanın da anlamını öğrenmeye başlayan bir çocuk ve yaşadıkları sokak olan Paris'in ücra sokaklarından Mavi Sokak'ta, yerinden neredeyse hiç kıpırdamayan bakkal İbrahim tarafından baba şefkatini alan bir çocuk.
Hem Musa'nın hem de İbrahim'in hikayesi var kitapta ve bu hikaye herhangi bir duygu teline dokunmadan anlatılıyor. Birçok daha geniş, daha çok kelime ve duygulara yönelik kitaptan tasvirleri çıkardığınızda karşınıza çıkacak olan kitapçıktır Mösyö İbrahim ve Kuran'ın Çiçekleri.
İbrahim Müslümandır ve onun tüm çiçekleri Kuran'dadır. Ayrıca Sufilik inancına mensuptur. Musa'nın babasının da gitmesinden sonra İbrahim, Musa ile bir yolculuğa çıkar. hem yolculuk önce anlatılanlar daha derin işlendiğinde hem de yolcuk sırası ile yolculuk sonrası karşılaşılanlar daha derin işlendiğinde insanın boğazını belki düğümleyecek kitaba dönüşebilirdi. Yazar buna hiç gerek duymadan çok çok kısaca bize tüm hikayenin, bir başkasından duyacağımız şekliyle anlatıyor.