Yazarın okuduğum ilk kitabı Kabuk Adam'ı sevmiş sonrasında bu kitabı edinmiştim ve Mucizevi Mandarin de sürpriz olmadı. Okurken içine alan ve geceyarısı onunla, o sokaklarda gezdiğimi hissettiren, merak ettiren yine sevdiğim bir kitap oldu. Fakat yüksek dozda melankoliye maruz kaldım.
"Yitik Gözün Boşluğunda" farklı bir kadın öyküsüydü. Hani insan nereye giderse gitsin kendini de geçmişini de yanında götürür denir ya işte öyle bir öyküydü. Bunu bir göçmen olarak, başka açıdan gösteriyordu. Okurken hem ağırlığını hissettim hem meraklandım.
Sonraki öyküler adeta sayıklama havasındaydı.
"Unutulmuş Topraklar" bölümüyse sanki ayrıca ele alınmalı, bu kitaptan bağımsız olmalıymış daha uzun anlatılmalıymış gibi hissettirdi.
Kitap boyunca bazı cümleleri tekrar tekrar dönüp dönüp okudum, örneklerini aradım. Gözlem gücü de anlatımı da benim için etkileyiciydi.
Aslı Erdoğan'ın maceracı, başına buyruk, zaaflarının ve pişmanlıklarının bilincinde olan kadın karakterlerini seviyorum.
Everest'e sosyal medya hesaplarından sordum ama yanıt alamadım, sanırım artık kitaplarını basmıyorlar. Gören, duyan, bilen haberdar ederse sevinirim.