Gönüller Sultanı Efendimiz'e (S.A.V)

Muhabbet

Osman Nuri Topbaş
ÖNSÖZ Bizleri, lûtf u keremiyle yoktan var eden, sayısız mahlûkat içinde en mükerrem varlık kıldığı “insan” olarak yaratan, îman nîmetiyle şereflendiren, “Habîbim” buyurduğu En Sevgili Rasûl’üne ümmet olma bahtiyarlığını ihsân eden, sözlerin en güzeli Kur’ân-ı Kerîm’e muhâtap kılan Allah Teâlâ’ya nihâyetsiz hamd ü senâlar olsun… Zulüm ve cehâlet karanlığında kaybolmuş, nefsin sultası altında insanlık vakar ve haysiyetini kaybetmiş gönülleri İslâm ile buluşturan, kulu Rabbine yaklaştıran, en güzel muallim, en zirve peygamber, emsalsiz örnek şahsiyet, hidâyet rehberimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ r Efendimiz’e, O’nun Ehl-i Beyt’ine ve ashâbına, sonsuz salât ü selâm olsun… Dînin; aşk, vecd ve şevk ile yaşanabilmesi için, Kur’ân ve Sünnet’in, hayatın her safhasına yaygınlaştırılması zarûrîdir. Böyle bir mânevî tekâmülün en mühim vesîlesi de, kalbin “îman muhabbeti” ile donanmasıdır. Zira bu muhabbet; Allah ve Rasûl’üne itaati, İslâm yolunda fedakârca gayreti, tabiî olarak beraberinde getirir. Muhabbetin menşei, “el-Vedûd” olan Cenâb-ı Hak’tır. O, yarattığı her insanın kalbine ilâhî muhabbetin tohumunu atmıştır. Bu bakımdan mü’minin Hakk’a vuslat yolculuğunda en mühim vâsıtası, yaratılışından gelen bu muhabbet istîdâdıdır. Fakat muhabbetin hakîkîsi ve mecâzîsi vardır. Hakîkîsi, Allah muhabbeti; mecâzîsi ise, Allah’tan gayrısına duyulan muhabbetlerdir. Esâsen, Hak Teâlâ’nın râzı olduğu ölçüler için­de yaşanan mecâzî muhabbetler de hakîkî muhabbete birer basamaktır. Yeter ki mecâzî muhabbetler, kalp için son durak olmasın! Zira mal-mülk, makam-mevkî, âile ve evlât gibi -meşrû da olsa- fânî mu­hab­bet merhalelerinden birine takılıp kalarak bu­nları Hakk’a vuslat yolculuğunda son durak edinmek, Allah muhabbeti için yaratılmış olan gönlün ve muhabbet sermâyesinin ziyân edilmesi demektir. Cenâb-ı Hakk’a ve O’nun Habîb’ine muhabbet ihtiyacını hissetmeyecek kadar katılaşmış bir kalbin, Allah katında ne kıymet ve şerefi olabilir ki? İşte asıl tehlike de; kalbi ve muhabbet istîdâdını, lâyık olmayan varlıklara hasrederek ziyân etmektir. Zira her insan, hayatta muhabbet duyduğu varlığın, buna liyâkati nisbetinde bir mânevî seviye elde eder. Muhabbetin lâyıkından başka yerlere sarf edilmesi, âdeta pırıl pırıl bir pınarın, bir bataklığa yahut bir mezbeleliğe dökülmesi kadar fecî bir durumdur. Nihâyeti Hakk’a varmayan, yanlış adreslerde aranıp çıkmaz sokaklarda hebâ edilen bütün muhabbetler, ruh için beyhûde bir yorgunluk ve sıklet sebebidir. Muhabbette nihâî gâye ise, kalbin Rasûlullah r Efendimiz’in muhabbetinde derinleşerek “Hakk’a vuslat”a nâil olmasıdır. Zira kulu, Allâh’a mu­habbet deryâsına ulaştıracak olan yegâne rahmet ve muhabbet pınarı, Peygamber Efendimiz r’dir. Bu itibarla beşerî muhabbet merhalelerinde ulaşılabilecek zirve de, Rasûlullah r Efendimiz’e duyulan muhabbettir. O’na muhabbet ve hürmet göstermeden, Efendimiz’i gerçek mânâda tanımak da, O’ndan lâyıkıyla istifâde etmek de mümkün değildir. Zira tanımak için yakınlaşmak, yakınlaşmak için de sevmek şarttır. Ayrıca muhabbetin şiddeti ölçüsünde, âşık ile mâşuk arasında bir hissiyat benzerliği yaşanır. “Kişi sevdiği ile beraberdir.” (Buhârî, Edeb, 96) hadîs-i şerîfi de bu kalbî beraberliği ifâde etmektedir. Yani seven, sevgisi nisbetinde sevdiğine benzemeye, onun şahsiyetinden hisse almaya başlar. Fahr-i Kâinât Efendimiz’e duyulan muhabbet; ibadetlere huşû, beşerî davranışlara nezâket, ahlâka zarâfet, gönüllere rikkat, sîmâlara nûrâniyet, lisanlara hikmet, nazarlara ibret olarak akseder. Rasûlullah r Efendimiz’den elde etmemiz gereken en mühim mânevî tahsil, iç dünyamızı O’nun gönül dokusundaki hissiyât ile müşterek hâle getirebilmektir. Nitekim Rabbimiz, kendi muhabbet ve mağfiretini, Habîb-i Ekrem’ine itaat şartına bağlamış olduğunu şöyle beyân etmektedir: “(Rasûlüm!) De ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın…” (Âl-i İmrân, 31) Ayrıca Allah Rasûlü’ne olan kalbî yakınlığımız, O’nunla hissiyat, fikriyat, hâl ve fiil beraberliğimiz, velhâsıl muhabbetimiz; azâb-ı ilâhîden de kurtuluş vesîlemizdir. Zira Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: “(Ey Rasûlüm!) Sen onların içinde iken Allah, onlara azâb edecek değildir!..” (el-Enfâl, 33) Günümüzde merhamet can evinden vurulmuş kıvranırken, muhabbet süflî gâyeler uğrunda pervâsızca harcanırken, şefkat, diğergâmlık, îsar vb. güzel hasletler unutulmaya yüz tutmuşken, güzel ahlâkı tamamlamak için gönderilmiş olan o Rahmet Peygamberi’nin hayat veren düsturlarına her zamankinden daha fazla muhtacız. Bilhassa şu âhirzaman hengâmında, her geçen gün, bir önceki günden daha fazla muhtacız… Çünkü; âlemlere rahmet olarak gönderilen Rasûl-i Ekrem r Efendimiz’le beraber olmayan her devir, câhiliye… O’nunla birlikte çarpmayan her yürek, derin bir gaflet karanlığında… O’nu takdir edemeyen her vicdan, zavallı… Bu itibarla, gönlümüzdeki hiçbir sevgi, Allah ve Rasûlullah sevgisinin önüne geçmemeli. Ne mal-mülk, ne çoluk-çocuk, ne de can sevgisi… Unutmayalım ki, Rasûlullah r Efendimiz, bizim en büyük gönül servetimiz. Bütün dünya nîmetleri bizim olsa, fakat Allah Rasûlü’nü tanımamış olsaydık, bunun ne kıymeti olurdu?! Zira bu dünyadaki ömrümüz de, dünya da fânîliğe mahkûm… Fakat Rasûlullah r Efendimiz’i tanıyıp O’na cân u gönülden tâbî olmanın getireceği huzur ve saâdet ise ebedî... İşte gönülleri bu şuur ve idrâk ile yoğrulmuş olan ashâb-ı kirâm, Peygamber Efendimiz’in en ufak bir arzusunu dahî yerine getirebilmek için büyük bir aşk ile dâimâ: “Canım, malım, her şeyim Sana fedâ olsun yâ Rasûlâllah!” demişlerdir. Kıymetli okuyucularımız! Şu bir hakîkattir ki, müstesnâ bir yaratılış hâ­ri­kası olan Fahr-i Kâinât Efendimiz’i beşerî tâkat dâhilinde bütünüyle idrâk edebilmek mümkün değildir. Bu âlemden alınan intibâlar, O’nu idrâkte kifâyetsiz kalır. Zira sahili olmayan bir ummânı bir bardağa sığdırmak imkânsızdır. Hakîkat-i Muhammediyye’nin azameti karşısında bizim idrâkimiz, yüksek metafizik hâdiseleri kavramak husûsunda bir çocuğun sahip olduğu idrâkten farksızdır. Zira Cenâb-ı Hak, Sevgili Rasûl’üne öyle muazzam bir mevkî lûtfetmiştir ki, insanlığın, O Azîz Peygamber’in fazl u kemâline bütünüyle vâkıf olması da, O’nu kelimelerin mahdut imkânlarıyla tam olarak îzah edebilmesi de mümkün değildir. O’nun, bizim lisânımızdaki ifâdesi de ancak deryâdan bir damla kabîlindendir. Çünkü O; Öyle bir rahmettir ki bütün varlıklar O’nun hürmetine yaratılmış ve O’na olan muhabbeti nisbetinde Hak katında kıymet bulmuştur. Öyle bir rahmettir ki, O olmasa bütün âlemler ıssız çöllere dönerdi. Öyle bir rahmettir ki, yaratılışın başlangıcı O’nun nûru ile vücut bulmuş; bütün peygamberler, O’nun nûrunun feyz ve berekâtını taşımışlardır. Öyle bir rahmettir ki, nerede bir güzellik varsa, O’ndan bir akistir. Âlemde bir çiçek açılmaz ki, O’nun nûrundan olmasın! O ki, solmayan, aksine gün geçtikçe tazelik ve tarâveti daha da artan, serâpâ nurdan ibâret bir gonca-i ilâhîdir. Bundan dolayıdır ki sahâbe-i kirâm, evliyâullah, ârifler ve sâlihler; gönül aynalarında en saf ve latîf nakışlar görülebilsin diye ruhlarını dâimâ O’nun muhabbet nûruyla parlatmışlardır. Biz de bu nâçizâne kitapçıkta, Rasûl-i Ekrem r Efendimiz’i yakından tanıyıp gerçek mânâda sevenlerin hâlinden bâzı manzaraları derlemiş bulunuyoruz. Tâ ki, Gönüller Sultânı r Efendimiz’in muhabbetiyle gönüllerimiz yoğrulsun, kalplerimiz O’nunla hayat bulsun. O’nu sevenlerin gönül aynasında kendi hâlimizi gözden geçirip hata ve kusurlarımızı telâfî gayretine girmemize vesîle olsun. İşte bu temennî ile, “Fazîletler Medeniyeti” isimli eserimizde yer alan “Allah Rasûlü’ne Muhab­bet” bölümünü bâzı ilâvelerde bulunarak sizlere takdim ediyoruz. Rabbimiz, Gönüller Sultânı Efendimiz’in feyz ve rûhâniyetinden hisseler alabilmeyi, bir ömür O’nun hâliyle hâllenme gayreti içinde bulunabilmeyi, cümlemize lûtf u keremiyle ihsân eylesin. Âmîn!..
Yazar:
Osman Nuri Topbaş
Osman Nuri Topbaş
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 51 dk.Sayfa Sayısı: 136Basım Tarihi: 2015Yayınevi: Erkam Yayınları
ISBN: 9789944838559Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
136 syf.
10/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Sevmek ne uzun kelime... İnsan seviyorum demekle sever mi ? göstermek gerekir,bu sevgi hayatımıza yansımalı ,halimize yansımalı... Sevdiğimizin sevdiklerini seviyormuyuz? Gittiği yoldan gidiyormuyuz ? Ahlakıyla ahlaklandık mı? Gibi soruları sordum kendime Eser , kıssalarla dolu sahabenin peygamber efendimiz (sav)'e olan muhabetlerine yer verilmiş canlarıyla, mallarıyla, nasıl bir duruş sergilemişler sadece seviyorum demekle kalmamışlar her hallerine yansımış o sevgi! Sorguladım kendimi Peygamber Efendimize olan sevgimiz ,muhabbetimiz ne boyutta diye.. Bir ,kütük kadar olabildik mi acaba ! Uhud dağı gibi sevebildik mi onun gibi muhabbet ve şevkele titredik mi ? Seviyorum demekle iş bitmiyor! Kadı Iyaz şöyle der : Resulullah (sav) i sevmenin ,O ' na muhabbet beslemenin gerekenlerinden biri de;O'nun Sünnetine sarılmak ,tebliğ etmiş olduğu dini korumak, O'na yönelen saldırıları bertaraf etmek, O'nun uğrunda gerekiyorsa malını ve canını feda etmektir Okunmaya değer bir eser bol istifadeli okumalar
Muhabbet
MuhabbetOsman Nuri Topbaş · Erkam Yayınları · 2015109 okunma
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
Osman Nuri Topbaş hocaefendi'nin kitap dilinde kullandığı üslup, verdiği örnekler ve konuyu anlatmadaki akıcılığı muazzam üstü bir haz veriyor insana. Siz kitabı okumuyor, okudukça kitabı dinlediğinizi ve sizi etkileyen canalıcı yerler geldiğinde, hitabetin etkisini gayet net hissediyorsunuz. Küçük el kitapları olması hasabiyle okunurluğu çok kolay olmaktan öte, konu seçiciliği ve evvela ayet ve hadislerle verilen örnekler sahabe ile beraber devam ettirildikçe, kendinizi Asr-ı Saadette hissediyorsunuz.
Muhabbet
MuhabbetOsman Nuri Topbaş · Erkam Yayınları · 2015109 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hacim olarak küçük bir kitap lakin tefekkür edilerek okunduğu takdirde okuyucu derin düşüncelere sürükleyecek kadar içeriği büyük. Okurken ağlayacak kadar etkilemişti beni. Peygamber Efendimiz (sav) olan (olması gerekn) muhabbetten bahsediyor. Şahsen ben çok beğendim Okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Muhabbet
MuhabbetOsman Nuri Topbaş · Erkam Yayınları · 2015109 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
"Muhabbet, sevilen varlığın ehemmiyet ve mükemmelliği nisbetinde bir kıymet ifâde eder." Kitap dört ana başlık halinde. Allah'a, Allah'ın Rasulü'ne, din kardeşine ve bütün mahlukata muhabbet konuları ele alınmış. Kıssalardan oluşuyor diyebiliriz. Bildiğim bölümlere denk dediğimde daha anlamlı buldum. Kısacık bir bölümü aktarılan olayın tamamıni biliyorsak bağlantılar daha anlamlı geliyor kesinlikle. Tam idrak için elime almaya devam etmeliyim ama. Ve dahası, hayata geçirebilmek için çok daha sık ele alıp içeriği taze tutmalı.
Gönüller Sultanı Efendimiz'e Muhabbet (s.a.v)
Gönüller Sultanı Efendimiz'e Muhabbet (s.a.v)Osman Nuri Topbaş · Erkam Yayınları · 2016109 okunma
Reklam
136 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Allahümme Sallî ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed
Kitap, Peygamber Efendimiz (sav) ve ashabı kiram arasında geçen muhabbet manzaralarından örnekler sunuyor bize. Ağır bir dil olmadığı için kolayca anlayabileceğiniz gibi akıcı olduğundan bir çırpıda bitirebilirsiniz. Kitaptaki örnekler sizi kendinizi sorgulamaya itip, farkındalığınızın artmasını sağlıyor. Efendimiz(sav) zamanındaki ashabın sevgisine şahit olmak insanı duygulandırıyor. Fakat onlar sadece sevmekle kalmayı hayatlarını Peygamber Efendimiz gibi yaşamaya gayret etmişler. Sadece sevmekle iş bitmiyor çünkü gerek ahlakımız gerek de ibadetimizle sevgimizi harmanlamamız icap ediyor. Okumanızı tavsiye ederim. Hayırlı geceler…
Gönüller Sultanı Efendimiz'e Muhabbet (s.a.v)
Gönüller Sultanı Efendimiz'e Muhabbet (s.a.v)Osman Nuri Topbaş · Erkam Yayınları · 2016109 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.