Hatta buranın tek hakimi olmasına rağmen ve Medine’nin pek çok ekili arazisini kullana bilecek güçteyken, yoksullar gibi yaşamayı tercih ediyor. Bildik liderler gibi ne sarayı var ne malı mülkü.
"Muhammed, mütevazı, sade yaşamı seven, gösterişten kaçan biridir. Yoksullarla olmak, onlarla oturup kalmak ona müthiş haz veriyor. Karşılaştığına ilk önce mutlaka kendisi selam verir. Öyle pazara çıkıp da alışveriş yapmaktan pek hoşlanmaz. Bir yere davet edildi mi kırmaz, gider. Davet edildiği yerde kuru bir hurmayla ağırlanacağını bilse dahi yine gider. İsraf etmekten şiddetle kaçınır. Yüzü hep güler. Endişesini de mutluluğunu da gizlemekte üstüne yoktur. Öfkesini bastırmayı iyi bilir. Sofradan doymadan kalkar sürekli, asla tamahkârlık etmez. Toplumun en yoksulu gibi yaşamaya özen gösterir. Geçimini bizzat kendi temin eder. "
"Cehaletten daha kötü fakirlik, akıldan daha iyi sermaye, kendini beğenmişlikten daha kötü yalnızlık, güzel ahlaktan daha iyi haysiyet ve tefekkürden daha iyi ibadet yoktur."
Şu altı şeyi kendiniz için isteyin ki onunla size cenneti müjdeleyeyim: Konuştuğunuzda doğru sözlü olun, söz verince sözünüzde durun, mümkün mertebe emanet almamaya çalışın, kötülüğe bulaşmaktan sakının, harama bakmayın, elinizi harama alıştırmayın.