Eğitimsiz bir aileden gelen yoksul Gatsby, kendini baştan yaratır. Servet ve güç kazanarak yeni umutlar ve başlangıçlar vaat eden bir hayatın eşiğine gelen bu gizemli milyonerin tek dürtüsü saplantı haline getirdiği ilk aşkı Daisy'ye kavuşmaktır.
Kitap, olacaklara başlamadan önce bizi "birisini eleştirmeye kalkıştığında, şu dünyada her insanın senin sahip bulunduğun ayrıcalıklara sahip olmadığını hiç aklından çıkarma" cümlesiyle uyarıyor. İçine gireceğimiz dünyada yanımıza empatimizi de almamız gerektiğini daha başlamadan belirtiyor. Bu ayrıntı kitap bitince çok etkileyici göründü gözüme. Nick karakterinin kitap boyunca bütün olaylarda silik, etkisiz olmasına rağmen yine de bazı cümlelerle kendini belli edişini beğendim. Yazara dair pek bir bilgim olmadığı halde Nick'in yaşadığı arada kalmışlıkla yazarın kendi ikilemini yansıttığı fikrine kapıldım istemeden. "Hem içinde hem de dışındayım, yaşamın durmak bilmez çeşitliliği karşısında hem büyüleniyordum hem de tiksiniyordum." Ben bu ikilemi ilk bu cümlede yakalamışım.
Kitabın başı da sonu da gerçekçiliğini koruyordu. Pembe bir hikayeden oldukça uzak bir kitap, okuması kolay, hızlıca bitirilebilecek heyecanlı bir öyküyü barındırıyor içinde. Zevkle okunabilir, öneririm.
