Hz peygamberimiz (s.a.v) şöyle rivayet edilmiştir: “Şu iki hasletten daha üstün birşey yoktur: Allah'a iman etmek, müslümanlara yararlı olmak.
Şu iki hasletten daha çirkin birşey yoktur: Allah'a şirk koşmak, müslümanlara zarar vermek.
Hz peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Âlimlerin meclislerinden ayrılmayınız, Hikmet sahiplerinin sözlerini dinleyiniz. Çünkü yüce Allah (c.c.) ölü toprağı yağmurla dirilttiği gibi, ölü kalpleri de hikmet nuruyla diriltir."
Hz. Ömer (ra) demiştir ki:
“İnsanlarla güzel dostluklar kurmak aklın yarısı, güzel ve yerinde soru sormak ilmin yarısı, güzel tedbir almak da geçimin yarısıdır.”
Hz. Abdullah b. Mes’ûd (ra) demiştir ki:
“Nimetlerle kandırılmış nice kişi vardır, övgülere aldanıp yoldan çıkmış ne çok kişi vardır, ayıpları gizlenmekle aldanmış ne kadar insan vardır.”
Hz. Cebrâil (as) demiştir ki:
“Ey Muhammed! Dilediğin gibi yaşa; sonunda öleceksin. Dilediğini sev; sonunda ondan ayrılacaksın. Dilediğini yap; sonunda karşılığını göreceksin.”
Ebû Hüreyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: “Üç şey kurtarıcı, üç şey helâk edici, üç şey derece (: basamak) ve üç şey de keffârettir (: günahları affetiricidir).
Kurtarıcılar; gizli-açık (her durumda) Allah'tan (cc) korkmak, fakirlik ve zenginlikte tutumlu olmak (: israftan kaçınmak), sakin ve kızgın olunduğunda adaletten ayrılmamaktır. Helâk ediciler; aşırı cimrilik, hevâ ve hevese uymak, kişinin kendisini beğenmesidir.
Dereceler; selâmı yaymak, yemek ikram etmek, herkes uyurken gece namaz kılmaktır. Keffâretler ise; soğuk havalarda hakkını vererek abdest almak, cemaate gitmek için yürümek, bir namazdan sonra diğer namazı beklemektir.”
Hz. Osman (ra) demiştir ki:
“Dünyayı terk eden kişiyi Yüce Allah (cc) sever, günahları terk eden kişiyi melekler sever, müslümanların elindeki nimetlere tamah etmeyen kişiyi de müslümanlar sever.”