Mus'ab b. Umeyr (Nefsinin Fatihi, Mekke'nin Soylu Delikanlısı)

inandıkları, davaları uğruna dünyalardan, dünyadan geçenlerin yaşam öyküsü.
dünyayı dine hizmette kullananların öyküsü.
onlardan, önde olanlardan birinin yaşamı.
nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz... hadisinin hayata yansımış hâli Mus'ab bin Umeyr.
Allah onlardan razı olsun.

Nefsinin Fatihi, Mekke’nin soylu delikanlısı, Ashab-ı Suffa’nın en güzide talebesi, hayatı hicretle geçmiş İffet abidesi, İslam’ın ilk öğretmeni Mus’ab B. Umeyr.Uhud’da kanının son damlasına kadar mücadele etmesine rağmen, şehit olurken bile Resulullah’ı (sav) koruyamamanın ezikliğini yaşamıştı Mus’ab.
Defnedileceği zaman, ashab Peygamber efendimizin (sav) yanına gelerek “Ya Resulallah! başını örtsek ayakları açıkta kalıyor, ayaklarını örtsek başı açıkta kalıyor. Ne yapalım?” dediklerinde gözyaşlarına hakim olamamıştı Resulallah(sav).Dünyadan bedeninin yarısını elbisesiyle, diğer yarısını çölden toplanan kuru otlarla örttükleri, dünyaya ancak bu kadar değer vermiş, bundan öte dünyayı şımartmamış bir yiğit olarak göçmüştü Rabbinin huzuruna.Okurken, insanın gözyaşlarına hakim olamadığı müthiş bir hayat hikayesi. O zamanlarda yaşasaydık Mus’ab kadar irade timsali, onun gibi nefsini ayaklar altına alabilmiş bir yiğit olabilir miydik acaba? Yazar der ki bu kitap; yüreği daralan, gönlü sıkışan, dünyanın oyun ve eğlencesi, gürültü ve patırtısı içinde acısını bastırmaya çalışan kardeşlerimize, hususen gençliğimize bir nefes, Asr-ı Saadet ikliminden bir soluk olabilirse ne mutlu.Mus’ab gönüllü olabilmek duasıyla

Mekke'nin en soylu ve en asil ailelerinden birine mensuptu. Öyle güzel giyinirdi ki sokakta göreni kendine hayran bırakırdı.O kutlu peygamber ve İslam dini ile tanıştıktan sonra tüm bunları elinin tersi ile itti ve gerisinde bıraktı. Hayatını Allah(CC)'ın resulüne ve İslam dininine adadı. Bir çok kişinin özellikle Medine'deki bir çok insanın Hz. Muhammed (SAV)'i görmeden müslüman olmasına vesile olmuştur.

Uhud savaşında İslam'ın sancağını taşımış, müşrikler sancağı elinden düşürebilmek için önce kollarını sonra başını kesmişlerdir.Sancak Musab suretinde bir melek tarafından taşınmıştır.

Kutlu sahabenin hayatı gerçekten bu kitapta çok güzel şekilde anlatılmıştır. Hepimizin Musab yürekli olabilmesi dileklerimle.

İyi Okumalar.

Nefsinin Fatihi, Mekke’nin soylu delikanlısı, Ashab-ı Suffa’nın en güzide talebesi, hayatı hicretle geçmiş İffet abidesi, İslam’ın ilk öğretmeni Mus’ab B. Umeyr.

Uhud’da kanının son damlasına kadar mücadele etmesine rağmen, şehit olurken bile Resulullah’ı (sav) koruyamamanın ezikliğini yaşamıştı Mus’ab.
Defnedileceği zaman, ashab Peygamber efendimizin (sav) yanına gelerek “Ya Resulallah! Başını örtsek ayakları açıkta kalıyor, ayaklarını örtsek başı açıkta kalıyor. Ne yapalım?” dediklerinde gözyaşlarına hakim olamamıştı Resulallah(sav).

Dünyadan bedeninin yarısını elbisesiyle, diğer yarısını çölden toplanan kuru otlarla örttükleri, dünyaya ancak bu kadar değer vermiş, bundan öte dünyayı şımartmamış bir yiğit olarak göçmüştü Rabbinin huzuruna.

Okurken, insanın gözyaşlarına hakim olamadığı müthiş bir hayat hikayesi. O zamanlarda yaşasaydık Mus’ab kadar irade timsali, onun gibi nefsini ayaklar altına alabilmiş bir yiğit olabilir miydik acaba?

Yazar der ki bu kitap; yüreği daralan, gönlü sıkışan, dünyanın oyun ve eğlencesi, gürültü ve patırtısı içinde acısını bastırmaya çalışan kardeşlerimize, hususen gençliğimize bir nefes, Asr-ı Saadet ikliminden bir soluk olabilirse ne mutlu.

Mus’ab gönüllü olabilmek duasıyla..

Mus'ab b.Umeyr Mekkenin en varlıklı ailelerinden birine mensuptu giyimine, süründüğü kokuya,asaletine özenirdi herkes islamla şereflendi dünyalık ne varsa elinin tersiyle itti çekmediği eza kalmadı Şehit oldu onu örtecekleri bir kefen bile bulamadılar.

Ömer Döngeloğlu’nun ‘’Mus’ab Bin Umeyr’’ kitabını okudum. Çok çok derinden etkiledi. ‘’Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine sarılırsanız hidayete eresiniz.’’ hadis-i şerifiyle başlıyor kitap. Hatırlıyor musunuz bilmiyorum, ‘’Ya Tahammül Ya Sefer’’ için yazdığım yorumda irade yorgunluğundan bahsetmiştim. İşte bu kitap irade yorgunluğu yaşan ve bazı şeyleri kanıksayan veya kanıksamaya başlayan bizler için bire bir. Kitaptan alıntılarla devam edelim: ‘’Hz. Mus’ab (Allah ondan razı olsun) gökteki yıldızların en parlaklarındandır şüphesiz. O bir irade insanıdır. İrade zaafı yaşayan mü’minlere en güzel örnektir.’’ Diyor ve ekliyor yazar: ‘’Bu eser yüreği daralan, gönlü sıkışan, dünyanın oyun ve eğlencesi, gürültüsü ve patırtısı içerisinde acısını bastırmaya çalışan kardeşlerimize, hususen gençliğimize bir nefes, Asr-ı saadet ikliminden soluk olabilirse ne mutlu.’’
Daha sonra islam’ın ilk öğretmeni olmakla şereflenecek olan Mus’ab b. Umeyr; önceden Mekke’de onun kadar güzel saçlı, zarif elbiseli ve bol nimet içinde bulunan başka kimse görülmemişken hakkı bulmuş ve imanla süslenmişti. İman nasip işiydi. ‘’Mus’ab b. Umeyr’in yüzündeki insanı çok derinden etkileyen, daha ilk bakışta merhamet hissi veren, sevgi doğuran bir masumiyet, tertemiz ifade vardı.’’ Nefsinin fatihi, Mekke’nin soylu delikanlısı…
‘’Mus’ab’ın zorluklara göğüs geren ve iradesini ortaya koyabilen bir yapısı vardı; iman ettikten sonra başta annesi olmak üzere en yakınlarından türlü işkencelere maruz kaldığı halde geri adım atmamış, ‘’acaba’’ dememişti.’’ Söylemek isterim ki bu kitabı okuduktan sonra ileride bir oğlum olursa adını Mus’ab koymak istedim, o kadar özendim ve o kadar etkilendim…
Bügün paraya ne kadar düşkün, ne kadar şımarık, ne kadar acımasız, ne kadar çıkar ilişkilerine sahip bir toplum haline geldik. Üstad Necip Fazıl ne güzel söyler: ‘’Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak,
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak…’’
‘’Mus’ab dan öğrenecek ne kadar çok şey var. Mus’ab b. Umeyr’i (Allah ondan razı olsun) hatırlamak toplumun önüne geçip: ‘’Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak! Örnek alınacak bir Mus’ab b. Umeyr var!’’ demektir…’’

Mekke'nin en zengin ailelerinden birinin biricik oğlu Mekke'nin en yakışıklı genci Mus'ab b. Umeyr ve bütün malı mülkü bırkakıp Allah Yoluna Peygamber aşkına koşan bir hayat. Mus'ab b. Umeyr demek İman yolunda biraz cefa çektik diye Rahman'a naz mı edelim diyebilmek demektir.

"Nefsinin fatihi, Mekke'nin soylu delikanlısı; Mus'ab b. Umeyr"
Peygamber efendimiz(sav) ile tanıştıktan sonra dünya adına ne varsa elinin tersiyle itmiş dönemin zengin ailelerinden Umeyr'in yakışıklı oğlu. İslamı seçtikten sonra annesi ve babasının islamdan dönmesi için yapmadığı eziyet kalmayan.
Medine hicreti öncesi islamı yaymak için gönderilen ilk öğretmen. Konuşması güzel ikna kabiliyeti yüksek insan... Vasıflarını anlatmak için kelimeler yetmez Allah'ın sevgili kullarından olan Hz. Mus'ab ı anlatmaya. Herkese tavsiye ederim. Mutlaka okunulmalı...

Kitaba dair söyleyecek çok sözüm yok aslında. 159 sayfalık, kısa bir kitap. Tarihi yönünü biraz zayıf bulduğum için hayal kırıklığı yaşasam da severek okudum. Sanırım bana yetmedi, isterdim ki uzun uzun tüm hayatını okuyabilelim.

Sahabeler bu asrın büyük sınavında bize yol gösterip güç verecek insanlar sizin de bildiğiniz gibi. Mus'ab bin Umeyr de ilklerden, Efendimizin (sav) öğretmen olarak vazifelendirdiği, fedakarlıkta, özellikle varlık sınavında örnek alabileceğimiz bir insan. Onun yaşamının kısa bir kesitine bakma şansımız oluyor bu kitapla birlikte.

Faydalandığım, merakımı ve ilgimi daha da çoğaltan bir kitap olduğu için tavsiye listeme aldım. Şu an kitapyurdu.comda çok uygun bir fiyata satıldığı için kolaylıkla temin de edebilirsiniz. Siz de benim gibi severek okursunuz inşallah.

ب
Mus'ab bin Umeyr .. Sevdalandığım sahabe . Diyor ya Allah Resûlü "Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız kurtuluşa erersiniz. " diye ben Mus'ab bin Umeyr'e uymayı, hayatının her zerresini öğrenmeyi kendime düstur edindim. Kitapta Ömer Döngeloğlu'nun samimi anlatımı akıcı diliyle ve yararlandığı kaynaklara kattığı güzel yorumuyla Mus'ab'ı sadece tanımıyor adeta onunla dost oluyorsunuz. Bazı kaynaklardan daha derin bilgiye sahip olması da eğer okuduysanız önceki bilgilerinizin yerine oturmasını ve olay örgüsünün daha kalıcı bir şekilde zihninize kazınmasına yardımcı oluyor .

Mekkenin zengin herkesin ona hayran olduğu delikanlısı. O ise şan şöhret ve serveti elinin tersiyle itip kendini İslâm a adadı.
Yapılan onca baskılara rağmen bırakmadı efendimizi uhud da şehit düşene kadar.